Ekonomik gücün önemi (1)
Mûsâ dedi ki: 'Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve etrafındaki seçkinlere dünya hayatında zinet ve nice mallar verdin. Ey Rabbimiz! Onlara bu nimetleri, insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem erici cezayı görünceye kadar iman etmesinler, diye mi verdin? Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver.' (Yunus, 88) Bu âyetin analizinden çıkaracağımız önemli neticeler vardır. 1. Eğitimin gücü ekonomik imkanlarla paralellik arzeder. Hz. Mûsâ, kendi tebliğ faaliyetine, yani eğitimine karşı en büyük engelin Firavun ve onun çevresindeki seçkinlerin sahip oldukları servet olduğunu bu duasında dile getirmektedir. Ekonomik imkansızlıklar, Hz. Mûsâ'nın tebliğ faaliyetini zayıflatmaktaydı. Bu durum üzerine Hz. Mûsâ, onlara bu ekonomik gücün niçin verildiğini sorarak duasını yapmaktadır. Aslında Hz. Mûsâ'nın Firavun ve etrafındaki seçkinlerin sahip oldukları servette, nimette, yani ekonomik imkanlarda gözü yoktu ve onları kıskanmıyordu. Ama Hz. Mûsâ şunu tecrübesi ile gördü: Firavun ve etrafındaki seçkinlerin sahip olduğu servet onun önüne büyük bir engel olarak çıktı. Kendisinin ekonomik imkansızlıkları da tebliğinin gücünü azaltıyordu. Böylece zenginlerin toplumdaki baskınlığını fark etti ve bu duasını yaptı. Hz. Mûsâ, kendisi için dua ediyordu ama, bu duası Firavun ve etrafındaki seçkinler için beddua oluyordu. Bu durumu günümüze aktarırsak şu genellemeye varabiliriz: Güçlü eğitim, güçlü ekonomik yatırımların üstünde boy atar. Ekonomisi güçlü olmayan toplumlar, eğitime yeteri kadar pay ayıramayacaklarından dolayı, ciddi ve ekonomik imkan isteyen araştırmalara girişemezler. Günümüz ve geleceğin dünyasında ekonomik gücü fazla olan ve bu imkanı eğitimde kullanan milletler, eğitime yaptıkları yatırımın tekrar kendilerine ekonomik değer olarak döndüğünü göreceklerdir. Bu sefer eğitime yapılan yatırımın aynı zamanda ekonomiye yatırım olduğunun farkına varacaklardır. Din eğitimine sarf edilen ekonomik değerin o millete manevi değer getireceğini, zenginliğin ihtiyaç duyacağı manevi destek ve mutluluğu bu yatırımla elde edeceğini, hatta elde ettiğini anlayacak ve bu manevmutluluğu başka milletlere ihraç edecek, o manevi değerleri başka milletlerin hizmetine sunarken yine ekonomik imkana ihtiyacı olduğunu da görecek, böylece ekonomik değeri manevi değere çeviren din eğitiminin ne denli önemli bir yere sahip olduğunu fark edecektir. İşte Hz. Mûsâ, bütün bu oluşumları fark ederek Allah'a dua etmiştir. Dikkat edilirse Hz. Mûsâ'nın bu âyetteki duası "Ey Rabbimiz" diye başlayan üç bölümden meydana gelmiştir. 2. "Ey Rabbimiz! Onlara bu nimetleri, insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem verici cezayı görünceye kadar iman etmesinler, diye mi verdin?" Hz. Mûsâ âyetin bu bölümünde iki şeyi gündeme getirmektedir: a) Âyet, ekonomik nimetlerin, yani zenginliğin, insanları yoldan çıkarmak için kullandığına işaret etmektedir. Firavun ve çevresindeki seçkinler, sahip oldukları zenginliğin insanları yoldan çıkardığına dikkat çekmekte, günümüze ve geleceğe bu konuda ışık tutmaktadır. Günümüzde insanların para ile yoldan çıkarıldığına şahit oluyoruz, yarın da olacağız. Paranın açmadığı kapı kalmamıştır. Para bütün değerlerin önüne geçmiş durumdadır. Asırlar önce Hz. Mûsâ, paranın kötüye kullanıldığında insanları yoldan çıkarıcı gücünü görmüştür. Para uğruna inancını, dinini değiştirenlerin çoğalması buna delil teşkil etmektedir. Ekonomik değere sahip olan milletler, gruplar kendi inanç ve kültürlerini başka millet ve gruplara ihraç etme imkanına sahip oluyorlar. Yazılı ve görsel basın, internet vasıtasıyla ahlâk dışı ilişkiler ve insanın onurunu zedeleyen müstehcen yayınlar, insanların ruhsal yapısını etkileyip onları manen yoldan çıkarmaktadır.
|