|
|
|
|
|
|
Ercan: Artçı ve öncüler olmasaydı depremin büyüklüğü 6.2 olurdu
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, merkez üssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan 5.9 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak, ''İzmir'de meydana gelen küme depremler, sonrası artçı ve öncülerle değil de, tek bir depremle boşalsaydı, depremin büyüklüğü 6.2, şiddeti de 8 olacaktı'' dedi. Prof. Dr. Ahmet Ercan, Seferihisar-Urla kırığının sönüme geçtiği izlenimi verirken, Sığacık Körfezi'nin Seferihisar açıklarında meydana gelen 5.9'luk depremle yeniden boşalma yaptığını
söyledi. İzmir'deki depremlerin pliyosen yaşlı kuzey-güney doğrultulu kırık kuşağı boyunca, Urla-Seferihisar-Sığacık Körfezi arasında gidip geldiğini ve inip çıktığını belirten Ercan, kümesel görünümdeki bu boşalmanın alışılmışın dışında bir davranış olduğunu bildirdi. ''Umarım, orta büyüklükteki bu deprem davranışı, İzmir Körfezi'ni geçip Körfez girişine uzanmaz'' diyen Ercan, şöyle devam etti: ''Bu olasılık gerçekleşirse deprem büyür, diğer türlü bundan sonraki beklentiler 6'yı geçmez. İzmir'deki 5.7, 5.9, 5.6, 5.9'luk küme depremler, sonrası artçı ve öncülerle değil de, tek bir depremle boşalsaydı, depremin büyüklüğü 6.2, şiddeti de 8 olacaktı. Depremin süresi de 14 saniye olacak, uzun sarsıntının yıkıntısı daha yaygın olacak, önemli yıkımla karşı karşıya kalacaktık. 6.2'lik depremin 4'e paylaştırılarak aralıklarla oluşması İzmir'in şansıdır. Toplam 4 depremle çıkan enerji 5 atom bombasına denktir.''
İzmir'in en devingen kırığı olan Seferihisar-Urla kırığının 2003'ten beri etkin olduğunu, bu yaşlı fayın üretebileceği en büyük depremin de 6.2 büyüklüğünde olacağını ifade eden Ahmet Ercan, ''Dolayısıyla oluşan bu 4 deprem ve artçı depremlerle bu enerji bugüne kadar boşaldığı için daha büyük bir deprem beklentisi yoktur. Yer kükremesi 6.2'den daha küçük depremlerle sürebilir'' dedi.
İzmir'de ikinci bir ''Diri kırık'' dizisinin daha olduğuna işaret eden Ercan, göçüntü kırıkları şeklinde doğu-batı doğrultulu uzanan bu faylarda etkinlik gözlenmediğini anlattı.
Ercan, bu kırıkların, Küçük Menderes çukurunda Ödemiş-Pamucak arasında, Büyük Menderes çukurunda Denizli-Nazilli-Aydın-Kuşadası arasında, Gediz göçüntüsü içinde Alaşehir-Salihli-Manisa-İzmir Körfezi ile Foça Yarımadası'nda bulunduğunu vurguladı. Bu göçüntü kırıkları altındaki yer kabuğunun kalınlığının 26-28 kilometre olduğuna dikkati çeken Ercan, şöyle konuştu: ''Bunlar 7-7.2 gibi daha büyük deprem üretebilmektedir. Ancak bu kırıklar, bugün için devinime geçmedi. Asıl büyük İzmir depreminin, Foça- Salihli doğu-batı kırığı ile Seferhisar-Urla kırıklarının kesim yerinde oluşması beklenmektedir. Ancak depremler bu kesişme kavşağına ulaşmadı. Bu ulaşmanın sonucu ürkütücü olabilir. Ancak, bugün için bu eğilim görülmüyor. Bunun olacağı kavşak İzmir Körfezi'nin girişidir.
Asıl İzmir depreminin de yaklaşık 10 kilometre derinde Foça-Karaburun-Midilli üçgeni içinde olması beklenmektedir. Körfez girişindeki depremcik yoğunluğundaki artış asıl depremin körfez girişinde olacağını göstermektedir. Ancak 4 gündür olan depremlerin bu Karaburun üçgeniyle ilgisi yoktur. İzmir'in yeni depremlere karşı uyanık olmasında yarar var.''
Seferihisar-Urla depremlerinin bazı yararlarının da olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ahmet Ercan, kırıklar boyunca yeni jeotermal alanların ortaya çıktığını, bu alanların İzmir'in kaplıca turizminde ve ısınmasında etkili olacağını sözlerine ekledi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|