|
|
Kitaptan Birkaç Anekdot
"Bu dünyada salaklık müessesesi yok olsa, bunu tek başına ihya edecek kadınlar vardır. Bunlardan biri de benim. Oysa liseleri filan nasıl da birinciliklerle bitirmiştim. Ama gel gör ki sıra 'erkek mevzuatına' gelince bu konuda sınıfta kaldım. Son koca iblis her gün telefonlarda, 'karşılıksız çeke bir af çıksın bak ben sana İstanbul'u nasıl dar edeceğim' diyor..."
"Özellikle 'Kadının Sesi'nin yayınlarına devam etmesini istiyorum. Çünkü bir gün ben de çıkacağım oraya. Son kocayı anlatmak için. Şayet böyle bir imkanı 1997'de bulabilseydim, belki de şiddete maruz kalmayacaktım..." "durumları" hakkında bilgilendirmiştim, öncelikle de Ali'yi. O da, koyu bir Adnan Benk hayranı olduğundan işi ciddiye almış ve heyecanla sormuştu "ya hoca benimkini ne kadar çizmiş?....."
"Ama anlaşılan bu bekaretten Batılı filan olsak da kurtuluş yok. Tek çözüm Tanrı'ın biz kadınlara acıyıp şu zarlarımızı mutasyonla dumura uğratması. Yani pul pul olup dökülürler inşallah......"
"Dicle teyzemin bir kapıcısı vardı. Servise geldiği zaman hiç yüzümüze bakmaz, gözlerini edep yerlerimize dikip öyle not alırdı. Köyünden çıkarken biri ona, 'bu şehir karılarının her yeri ortadadır, dikkatli bakarsan kumaş üstünden bile görebilirsin' demiş besbelli..."
|