|
|
Sarıkız bu kez kendini yazdı
Kaleme aldığı hayata dair sivri dilli yazılarıyla tanınan "Sarıkız" bu kez okurlarının karşısına bir kitapla çıktı.
Onu son dört yıldır bir gazetede yazdığı sivri dilli yazılarından tanıyoruz. Siyah beyaz bir bebeklik fotoğrafıyla okurlarının karşısına çıkan "Sarıkız", hayata dair ilginç yorumlarının yanı sıra gizemli kimliğiyle de dikkat çekti. Hep merak edildi. Ve sonunda yazdığı kitapla kimliğini açıklıyor. Kitabına da "Sarıkız" adını veren Selda Tosun Uskan, aslında çok da yabancı olduğumuz bir sima değilmiş meğer. 70'li yıllardaki siyah-beyaz televizyon reklamlarından tanıyoruz onu. Özellikle de bir dönem sarı saçlarını savurduğu şampuan reklamı nedeniyle "Elidor kızı" olarak ünlenen Uskan, kitabında o günlerden bugünlere uzanan sıradışı yaşamını yazılarıyla harmanlayarak anlatıyor. Sarıkız'ın kitabında kimler yok ki... Kapıcımızdan kocamıza, sevgilimize, çocuğumuza, sokağımıza, komşumuza dair bütün yaşamlar. Beyazcamın, Yeşilçam'ın, sahnelerin bütün şöhretli isimleri ve hiç bilmediğimiz yanları, anıları. Ve o bir zamanların güzel genç kızının bazen gülerek, bazen hüzünlenerek, çoğu zaman da öfkelenerek okuyacağınız çarpıcı yaşamı. Sarıkız, ya da nam-ı diğer Selda Tosun Uskan'ın yaşamı gerçekten son derece çarpıcı. Yıllarca annebaba olarak bildiği kişilerin aslında anneanne ve dedesi olduğunu öğrenmiş. Soyadı doğduğu günden bu yana defalarca değişen Uskan şunları anlatıyor: "İlk bildiğim, dedem Naci'nin soyadı olan Yürür'dü. Kendimi onun kızı sanıyordum. Annem ve babam ben çok küçükken ayrıldığı için ve babamı tanımadığımdan bir süre (ilkokul dörde kadar) bununla idare ettim. Nüfus kağıdımı hiç göremedim tabii. "Tosun" soyadımı öğrenmem, Diyarbakır Mehmetçik İlkokulu'na başladığım gündür. Annemin (ablam sanıyordum) ikinci eşi ile evlenip tayinlerinin çıktığı ve anacığımın özlemime dayanamayıp beni de yanında götürdüğü o güzelim şehir. Okuldaki idarecilere benim gerçek hikayem anlatılamadığı için itiraf zamanı geldi ve soyadım bundan böyle Tosun'du. Daha sonraki yıllar ikinci babamın adını kullandım: 'Akı'. Sonra İstanbul'a geldik ve TGSYO'yu (Bugünkü M.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi) kazandım. Ve o yaz evlendim. Üstelik de soyadı "Torun"du. Okulun sekreterinin işi kolay oldu. S harfini R ile değiştiriverdi. Boşanınca yine çıktım okul sekreterine, kız yine aldı tipeksi eline, bizim R yine oldu S. Sonra uzun bir süre soyadımı elletmedim kimseye."
SOYADI MACERASI İkinci kocası gazeteci Arda Uskan'la tanışana kadar soyadı değişmemiş Sarıkız'ın: "Arda annesi Simin ve üvey babası Adnan Benk ile birlikte yaşıyordu. Öz babası İlhami Uskan'ı küçük yaşta kaybetmişti (Ki bu soyadı - ayrılmamıza rağmen- ben bile büyük bir gururla taşırım). Ve Adnan abi 30 yıl Arda'ya babalık etmişti. Onların büyük desteği ve arzusuyla başlayan evliliğimiz 8 yıl önce bitti. Ama bize yakışıklı bir meyve vererek. Bu arada ben bu meyveye hamile kalınca, Adnan abi soyadını bizim aileye verdi. Arda'yı evlat edinerek... Soyadımız Benk oldu böylece. Baba-oğul onlar bu şekil devam ededursun, ben yine evlendim. Bu kez ben soyadımı Demirkol yapıp, yazmam burada uygun kaçmayacak. Şu anda Tosun'u ve bazen de Uskan'ı kullanıyorum." Selda Tosun Uskan, ilginç soyadı macerasının yanı sıra yaşamında pek çok dramatik olayla karşılaşmış. 20 yaşında tecavüzden kıl payı kurtulmuş, üstüste mutsuz evlilikler yapmış, aldatılmış, dayak yemiş, dolandırılmış, beş parasız kalmış, oyunculuk, fotomodellik yapmış... Bütün bu yaşadıklarını, geçmişi, bugünü, yaşananları kaleme almaya karar veren Selda Tosun Uskan, yılların birikimini Sarıkız'da kağıda döküyor.
Neslihan TUNÇ
|