|
|
|
|
GEA, AKUT ve LİDAM Türkiye'ye döndü
Güney Asya'da yaşanan deprem sonrası Pakistan'daki arama ve kurtarma çalışmalarına katılan GEA, AKUT ve LİDAM üyeleri, Türkiye'ye döndü..
THY'ye ait bir uçakla İstanbul'a gelen 12'şer kişilik GEA Arama Kurtarma Ekoloji Grubu ve AKUT ile 3 kişi ve eğitimli 3 köpekten oluşan Lions Doğal Afet ile Mücadele (LİDAM) üyeleri, Atatürk Havalimanı'nda yakınları tarafından çiçeklerle karşılandı. Grup üyeleri, bir süre havalimanında çocukları, yakınları ve arkadaşlarıyla hasret giderdi. Havalimanında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan GEA Arama Kurtarma Ekoloji Grubu'nun Takım Lideri Özgür Bozoğlu, depremin hemen ardından THY'ye ait bir uçakla 8 kişi olarak yaklaşık 1 milyon kişinin
yaşadığı Muzafferabad kentine gittiklerini ve daha sonra askeri uçakla gelen 4 kişinin de kendilerine katıldığını söyledi. İlk enkaza ulaştıklarında depremin 24. saati olduğunu ve 17 Ağustos 1999 tarihinde Türkiye'de yaşanan depreme benzer görüntüler olduğunu ifade eden Bozoğlu, şunları kaydetti: ''Bölgede enkazın altında çok fazla canlı insan vardı. 8 kişilik bir ekiple herkesi kurtarma imkanınız yok. Ancak sabah saat 09.00'da başladığımız çalışmalara gece saat 23.00'de ara verme imkanımız oldu. Bu sırada 6 tane insanı canlı olarak kurtardık. Saat 23.00'den sonra da bizden sonra gelen İngiliz ekip Muzafferabad'a ulaştı. Onların da malzemeleri getirilememişti ve biz onlarla malzemelerimizi paylaştık. Gece saat 01.30 sıralarında bir kazazede daha kurtarıldı. Yani ilk gün giden Türk ekibinin çalışmalarıyla 7 kişi kurtarıldı.'' Şu anda Sivil Savunma, DAK ve Sağlık Bakanlığı ekiplerinin aynı bölgede çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Bozoğlu, şunları kaydetti: ''Bölgede gece çalışmak çok güvenli değil. Yollar kapalı olduğu için yardım çok geç ulaştı. Halkın psikolojisi çok iyi değil. Helikopterler bir noktaya kadar yeterli olabiliyor. Her gün yaklaşık 2 bin-2 bin 500 kişi helikopterlerle İslamabad'a transfer edilmeyi bekliyor ve bunlar en ağır yaralı olan insanlar. Türk ekiplerinin başarısı, bütün dünyaya örnek oldu. İlk giren ve son çıkan ekipler her zaman biz oluyoruz.'' Çalıştıkları bölgede 17 arama ve kurtarma ekibinin bulunduğunu ve bu ekiplerin toplam 23 canlı kurtardığını anlatan Bozoğlu, ''Bunların 9'unu Türk ekipleri kurtardı. Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, özellikle kampımızı ziyaret edip teşekkür etti. Biz de çalışmanın bir parçası olduğumuz için onur duyuyoruz. 12 kişi olarak çalışmalarımızı tamamlayıp döndük. Şu anda orada çalışan arkadaşlarımızın hepsine Allah kolaylık versin'' dedi. Bozoğlu, depremden 105 saat sonra bir kişinin canlı kurtarılması çalışmalarının nasıl yapıldığının sorulması üzerine de şöyle konuştu: ''Çıkarma işini DAK ekibi yaptı. Biz zaten o alanda çalışıyorduk. Türk ekiplerine bir ihbar geldi. Hep beraber toplanarak hareket ettik bölgeye. Enkaz altında kalan bir kadın vardı ve çok iyi durumdaydı. 3 katlı betonarme bir binanın altındaydı. 5-6 saat süren çok başarılı bir çalışmayla kurtarılıp ailesine teslim edildi.'' Bölgedeki binaların yüzde 80'inin hasarlı durumda olduğunu, tahminlerine göre en az 35 bin civarında kişinin hayatını kaybettiğini belirten Bozoğlu, ''Ulaşılmamış bölge yok. Ama yolları kapalı olan alanlar olduğu için şu anda hayatta kalan insanları da hayatta tutma çabası çok önemli. Şu anda orada çok büyük bir yardım kampanyası ve insanların ihtiyaç duyduğu malzemelerle ilgili çalışmalar var. Daha fazla insanın hayatını kaybetmemesi için bölgede çok büyük bir çalışma yürütülüyor'' dedi.
AKUT EKİBİ
AKUT 2. Başkanı ve Yönetim Kurulu üyesi Yılmaz Sevgül de, 12 kişilik bir ekiple bölgeye gittiklerini ve daha sonra yanlarında eğitimli köpekler bulunan 3 kişilik bir başka ekibin de kendilerine katıldığını söyledi. Bu tür organizasyonları Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nün yaptığını ifade eden Sevgül, ''Maalesef bu kez bizi dışarıda bıraktılar. Buna çok üzüldük. Türkiye'nin belki de dünyanın sayılı en güçlü ekiplerinden biri bir şekilde hasır altı edildi. Giden askeri uçaklara biz alınmadık. Davet de edilmedik'' dedi. Açıklaması sırasında gözyaşlarını tutamayan Sevgül, ''Orada genç bir insan, bağıra bağıra (çığlıklar bitti siz geldiniz) dedi. Bu bizi çok üzdü. Bunun nedeni oraya gidemememizdi. Zamana karşı olan yarışa dezavantajlı durumda girdik. Bunun nedeni, organizasyon bozukluğuydu. Biz THY'nin tarifeli uçağı ile bölgeye gittik'' diye konuştu. Enkaz yapısının, insanların yaralanmasına neden olduğunu belirten Sevgül, ''Yani enkaz altından yara almadan kurtulmak zor. Bu da yara alan insanın 3 günden sonra enkaz altında kolay kolay yaşayamayacağı anlamına geliyor. Biz, bu değerli zamanı kaçırdık, İlk ve ikinci gün çok önemliydi. Bölgeye gittiğimizde 3. günün sonuydu. Eğer zamanında ulaşabilseydik çok hayat geri getirebilirdik'' dedi.
BÖLGEDEKİ SON DURUM
Bölge coğrafyasının çok karmaşık olduğunu anlatan Sevgül, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ben şu ana kadar 6 depreme katıldım. Gördüğüm en zor operasyondu. Bölgedeki yollar, heyelanlarla kapanmış. Bölgeye helikopterlerle ulaşıyorsunuz. Yerleşim yerleri dağınık. Dağınık bölgelerde 50'şer, 100'er kişilik gruplar yaşıyor. Bunlara ulaşmak çok zor. Çoğu insanlar kucaklarındaki çocuklarıyla 4 gün tıbbi yardım alabilecekleri merkezlere ulaşmaya çalışılıyor. Onları da gördük. Her tarafları yara bere içindeydi.'' Bu manzara karşısında çok üzüldüklerini ifade eden Sevgül, ''Felaketin boyutları sandığımızdan da büyük çıktı. Ekibimizin içinde doktorumuz vardı ve her gördüğümüz yerde o insanlara müdahale edip yaralarını sardık. Kırık-çıkık gibi çok hayati önem taşıyan yaralanmalara müdahale ettik. Bu şekilde 35 insanın tedavisini gerçekleştirdik'' dedi. Enkaz altında kalan insanları dinleme cihazlarıyla tespit etmek için ortamın sessiz olduğu gece saatlerinde çalışma yaparken kendilerine ateş açıldığını ve araçlarının lastiğinin patladığını belirten Sevgül, ''Neticede ortaya çıkan 2 sonuç var. Birincisi, orası politik çatışmaların yoğun olduğu etnik bir bölge. Herkes zaten silahla dolaşıyor. Bölgede özel mülkleri yağmalama var. Onu koruyor olabilirler ama bizim tulumlarımız fosforludur çok uzaktan görülebilir. Neticede çok talihsiz bir durum yaşadık. Ama hayati önem taşıyan bir durum değil. Bu ateş edilme olayı nedeniyle BM, o bölgede gece arama ve kurtarmaya çıkışları durdurdu'' diye konuştu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|