İtiraf ediyorum: Ben Orhan Pamuk'un!..
İtiraf ediyorum...... Ben, içten içe, Nobel Edebiyat Ödülü'nü Orhan Pamuk'un almasını istedim... İki gündür Nobel'le ilgili bütün haberlere dikkat kesildim... Bir söz, bir ipucu bulmak için her yeri didikledim... Edebiyat ödülünün geç açıklanmasını hayra yordum... Ben Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü almasını istedim...
Doğrusu "Bu topraklarda 30 bin Kürt, 1 milyon Ermeni öldürüldü" sözünü hiç sevmedim... Nobel ödülüne birkaç ay kala ortaya çıkan bir tartışmayı çok da masumane bulmadım... Bu sözleri, güvendiği bir Türk gazetecisine samimiyet duvarlarıyla örülmüş bir söyleşide değil, hiç tanımadığı yabancı bir gazeteciye, planlı bir ezberle söylemesini de özellikle manidar buldum... Mesajın gönderildiği adresten kuşkulandım... Rejim aleyhine, ödül lehine planlanma ihtimalinden kıl kaptım... Ama yine de ben Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü almasını istedim...
Bir milletin en büyük tabularını, tarihi inançlarını... Babasıyla çocukken yaşadığı sorunlu ilişkiyi anlatırmış gibi... Tepkiyle bezenmiş bir suçlayıcılıkta... Babasıyla ilişkisini anlatıyormuş gibi, her şeyi yaşamış edasıyla... Yüzlerce ciltle anlatılabilecek bir olayı... Daha kesinleşmemiş bir tarihsel yargıyı... Dün akşam yediği karnıyarıktan söz eder gibi yargılamasını... İğreti bulsam da... Ben Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü almasını istedim...
İtiraf etmeliyim ki... Ben bir Türkiye şovenistiyim... Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı kaldırmasını... Sertab Erener'in Eurovision'da birinci olmasını... Güney Kore'de Milli Takım'ın kazandığı üçüncülüğü... Şampiyonlar Ligi finalinin İstanbul'da oynanmasını... Tarkan'ın parçalarının Avrupa'da çalınmasını... Rıfat Özbek'in Londra'yı sarsan defilesini... Avusturya'yı kırıp, Avrupa'ya yürüyüşümüzü... Ve bu Cumhuriyet'in vatandaşı Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü almasını... Bu toprağa mahsus, tarihi aşağılık kompleksimin yarattığı şovenistik duygularla, tarifsiz bir sevinç duyarak arzuluyorum...
Üzerinde Türkiye Cumhuriyeti ya da vatandaşı yazan her dünyevi başarıdan, sonsuz bir haz duyuyorum... Bu hazzın temelinde, sonsuz büyüklükteki kıtalara hükmederken, onuruyla ancak küçülerek hem de çok küçülerek, ayakta kalabilmiş bir milletin, genetik kodlanması var biliyorum... Uzun zamandır, yedi düvelde fazla adam yerine konmamanın, her durumda hatırı sorulmamanın yarattığı psikolojik eziklik de var onun da farkındayım... Gittiğim yerlerde, yaşadığım ülkelerde elimdeki pasaportun VIP muamelesi görmemesinin de etkisi var bilincindeyim... Ama itiraf etmeliyim... Ben iflah olmaz bir Türkiye şovenistiyim... Her halükarda Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü almasını içten içe arzulayan çetenin mensubuyum... Kabul edin, siz de çok kızdığınız Orhan Pamuk'un o ödülü almasını içten içe arzuladınız... Cesur olun itiraf edin!..
|