Beyoğlu'nun En Güzel Abisi... (12)
* Başkomser Nevzat ve yardımcısı Ali; Çetin cinayetinde sırasıyla Apti, Sühedan Hanım, Sağır İhsan ve klarnetçi Sadi'yle konuşmuş ama henüz bir aşama kaydetmemişlerdir. Sadi Başkomser'e; Çilem'i ertesi sabah karakola getireceğini söyler.
Ertesi sabah Zeynep elinde dosyalarla fırtına gibi girdi odama. Oysa Ali'yle ben iskemlelerimize yayılmış, sabah mahmurluğumuzu atmak için kahvelerimizi yudumluyorduk. Kahvelerimizi derken yanlış anlaşılmasın, Ali neskafe dediği o tuhaf sıvıyı, bense köpüğü, telvesi, kokusu yerinde kallavi Türk kahvemi. "Günaydın" dedikten sonra, bulgularını bir çırpıda sıralamaya başladı Zeynep. "Otopsi sonuçlarını aldım Başkomserim, ölüm nedeni ana damarların kesilmesi sonucu kan kaybı..." Dünkü tartışmayı hatırlayan Ali, ben dememiş miydim gibilerden baktı. Zeynep aldırmadan sürdürdü açıklamasını. İlginç bir bulguya ulaştım. Maktulün cep telefonunu arayan son numara emniyetten birinin. "Ekstazy Ekrem mi?" diye atıldı Ali. Zeynep nereden biliyorsun der gibi baktı Ali'ye, benim de şaşırmadığımı görünce, "Evet" dedi. "Lakabı Ekstazy Ekrem olan narkotikçi bir emniyet müdürünü aramış. Gerçek ismi Ekrem Cantaş. Siz nereden biliyorsunuz Ekrem Cantaş'ı?" "Soruştururken ortaya çıktı Zeynepcim" dedim. "Bu Ekrem Cantaş hakkında bilgi toplayabildin mi?" "Topladım Başkomserim. Sicili çok temiz bir polis, parlak bir kariyeri var." Ali, Zeynep'le inatlaşacak ya, "Öyleyse neden Ekstazy Ekrem diyorlarmış bu adama?" diye sordu. "Çünkü üç yıl önce Türkiye'ye sokulan üç tır dolusu ekstazy yakalamış da ondan. Bu miktar bugüne kadar dünyada yakalanan en büyük miktarmış. O günden sonra adı Ekstazy kalmış. Gerçi Ekrem Cantaş hiç hoşlanmazmış bu lakaptan ama..." "Bu operasyon nerede olmuş Zeynep?" "Gaziantep-Kilis karayolunda..." Ali'yle aynı anda söylendik: "Kilis mi?" "Evet operasyon sırasında ciddi bir çatışma çıkmış. Çatışmada üç uyuşturucu kaçakçısı ölü ele geçirilmiş. İkisi polisin açtığı ateş sonucu, üçüncüsü ise tırlardan birinin yakıt deposunun ateş alması sonucu, yanarak ölmüş. O kadar feciymiş ki, cesedin sadece kemiklerini bulabilmişler." Kafamda bir ışık yanıp söndü. "Bu yanarak ölen zanlı Kilisli miymiş?" "O kadarını bilmiyorum Başkomserim, ama öğrenirim." "Ne kadar çabuk öğrenirsen o kadar iyi Zeynep. Bu çok önemli." "Emredersiniz Başkomserim, ama oldukça ilginç bir konu daha var. Çetin Yordam'ın Çorum'daki kütüğünü kontrol ettirdim. Çorum Nüfus Müdürlüğü'nde bu isimde biri yok." Bazı köşeleri hala karanlık da olsa, fotoğraf yavaş yavaş tamamlanmaya başladı kafamda. Ama olanı biteni daha çözememiş olan Ali hayretle sordu: "Nasıl yok!" "Basbayağı yok. Yani Çetin Yordam, Çorum doğumlu değil. Ya da babası onu nüfus kütüğüne kaydettirmemiş." "Ama o zaman nüfus kağıdı nasıl alabilmiş?" Sorulardan bunalan Zeynep, "Bilmiyorum Ali" dedi. "Bilmediğim için size anlatıyorum ya." "Peki katili tanımlayacak bir ipucu, bir bulgu..." diye kestim sözlerini. "Önemli mi bilmiyorum ama Başkomserim, maktulün ceketinin sırtında iki kıl bulduk." "Saç mı?" diye sordu Ali. "Kıl dedim Ali, saç olsa saç teli derdim." Bana dönü Zeynep. "Boyalı kıllar... Siyaha boyanmış, oldukça sert, sakal kılı olmalı." "Katilin olabilir, kıllar köklü mü?" "Köklü Başkomserim, katil, cinayeti işlerken, çenesini maktulün sırtına sürtmüş olabilir. Ama başka birinin de olabilir." "Anlayacağız" diye mırıldandım. "Dün aldığınız şu Kerem'in bıçakları..." Zeynep anlamamış gibi bakınca, "Ya şu Çiftehavuzlar'da Nirvana denilen salondan alınan bıçaklar... Dün aldınız değil mi o bıçakları?" Zeynep'in yüzüne rahat bir ifade yayıldı. "Ha... Aldık Başkomserim. Savcıdan izin çıkar çıkmaz, bizim çocuklar gidip getirdiler bıçakları. Ama ne yazık ki laboratuvar sonuçları henüz belli olmadı, bugün belli olur." "Aman gecikmesin, Kerem denen adam da bugün gelecek." "Gecikmez Başkomserim. Ha, şu Sağır İhsan denen adamın yeğeninin sünnet düğünündeki videoları izledik. Gerçek çekimler, Sağır İhsan da orada, yani adam doğru söylüyor." "Tabii bu adamın masum olduğunu kanıtlamaz" dedi Ali. "Kendisi oradayken, bir kiralık katile de yaptırmış olabilir bu işi." "Olabilir. Ben sadece Sağır İhsan'ın bu cinayeti işleyemeyeceğini söylüyorum." Baktım bizimkiler yine tatlı tatlı atışmaya başlayacaklar, "Senden bir şey daha rica ediyorum Zeynepcim" diyerek kestim. "Şu ekstazy operasyonunda ölen kişilerin kimliklerini, soyunu sopunu tespit et. Alicim, sen de Ekrem Cantaş adındaki narkotikçiyi bir araştır. Ama yüzeysel olmasın, dosyalarda yazılmayanları da istiyorum, anlıyor musun?" Ali'nin gözleri ışıdı. "Emredersiniz Başkomserim." "Ben de Çetin'in patronu Apti'yle yeniden konuşayım. Eminim o da tanıyor bu Ekrem Cantaş'ı."
|