'Bu riskler dünyanın umutsuz değilim'
Her Ramazan ayında böyle olurmuş. Beyaz et tüketimi azalır, yaklaşan Kurban Bayramı'nın da etkisiyle talep daralırmış. Kuş Gribi şokunun yaşandığı şu günlere, sektör zaten daralmış bir taleple girdi. Peki bundan sonra ne olacak? Bu soruyu yöneltmek için aklıma İlhan Çetinkaya ismi geldi. Ne de olsa daha birkaç ay önce iflas eden Mudurnu Tavukçuluk'u 10 trilyon TL'ye satın almıştı. Çetinkaya ismi uzun yıllar çalıştığı otomotiv camiası için çok tanıdık bir isimdi ama beyaz et üretimi için yeniydi. Hoş dillere destan bir çiftlik kurmuştu daha önce ve Nallıhan'da organik tarım işine girmişti ama tavukçuluk işi çok yeniydi. Çetinkaya, önce ana ocağı Mudurnu'da yer alan Mudurnu Tavukçuluk'u incelemiş, ardından da hem Mudurnu markasını hem de 34 ayrı tesisini satın almıştı. O günlerde kendisiyle konuştuğumuzda yaklaşık 2.5 milyon dolarlık yatırım yapacağını ekim ayında da Mudurnu markalı ürünleri pazara sunacağını söylemişti. Dün kendisiyle görüştüğümde, Mudurnu markalı ürünlerin pazara 2006 Ocak ayında çıkacağını öğrendim. Hoş ortada Kuş Gribi gibi önemli bir sorun varken, şu anda Çetinkaya'nın çiftliğinde tavuk, civciv ya da yumurta olmaması belki de iyi bir şey. Çetinkaya, 'Sektör için bir sorun teşkil etmemesini umuyorum' diyor. Sıfır riskin söz konusu olmadığını ama yine de Kuş Gribi'nin bölgesel kalacağına inandığını söylüyor. Şayet, hükümet gerekli tedbirleri zamanında alıp, olayı kontrol altına alırsa tabii. Şimdi belki Kuş Gribi'nin de etkisiyle 'hijyen' hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Kimbilir belki de bu nedenden İlhan Çetinkaya, Ekim'de değil de 2006 yılının başında Mudurnu'yu pazara çıkarma planı yapıyor ve bu arada da Mudurnu Tavukçuluk'ta bütün riskleri dikkate alarak bakım ve onarım yapıyor. Kuş Gribi için, "Bu riskler dünyanın riskleri. Üstesinden gelinecek" diyen Çetinkaya, umarım haklı çıkar. Umuyorum çiçeği burnunda tavuk üreticisi Çetinkaya ve ihracat yolundaki diğer üreticiler, bu sorunun da üstesinden gelir.
|