|
|
|
|
|
|
Kanseri Yendiler Hayata Daha Bağlılar
Viyolet Aroyo (44) Vakfın kurucularından Annesini ve üç teyzesini genç yaşlarda meme kanserinden kaybeden Viyolet Aroyo, 10 yıl önce meme kanserine yakalanmış. Genetik etkilerden dolayı bir gün kendisinin de meme kanserine yakalanacağını bildiğini söylüyor. "Risk altında olduğumu bildiğim için sürekli kontrol yaptırıyordum. Ama hiçbir doktor bana meme kanseri teşhisini koyamadı. Ben bu kadar çok üstüne gitmeseydim belki de keşfedemeyecektik. 10 yıl önce iki göğsüm alındı. 12 yaşında bir kızım var. Belki o da meme kanseri olacak. Kızım ve kızım gibi çocuklar için ben bu çalışmaları yapıyorum. Ama insanlar için meme kanseri olmak utanç verici. Ben meme kanseri olmak istemedim ki!"
Naciye Savaşçı (52) Tekstilci Türkiye Meme Vakfı'nı gazetede çıkan bir haberle tanımış. Bunun üzerine belki birisine lazım olur diye kesip saklamış. Daha sonra kendisine lazım olacağı hiç aklına gelmemiş. Düzenli olarak kontrol yaptırmasına rağmen meme kanserine yakalanışını şöyle anlatıyor: "2003'e doğru göğsümde deformasyon başladı. Meme Vakfı'nda mamografi çektirdikten sonra durumumun tehlikeli olduğunu söylediler. Aslında mamografinin nasıl çekildiği çok önemliymiş. Çünkü bana zamanında mamografi düzgün çekilip teşhis konulsaydı göğsüm alınmayacaktı." Savaşçı bundan sonra kendisi gibi binlerce kadın olduğunu düşünüp vakıfta çalışmaya başlamış. Meme kanseri olan kadınların psikolojik sorunlar yaşayan kadınlara destek oluyor.
Serpil Aslan Bulut (49) Avukat Yaklaşık bir yıldır Türkiye Meme Vakfı gönüllüleri arasında olan Serpil Aslan Bulut, 6 yıl önce meme kanseri ameliyatı olmuş. Aslında uzun yıllar meme kanseri olan diğer kadınlarla konuşmaktan kaçmış. Çünkü ilk zamanlar zaten hemen öleceğini düşündüğünü söylüyor. "35 yaşından beri memelerimi kontrol ettiriyor olsam da erken teşhis edilmedim. Biz 'erken teşhis hayat kurtarır' cümlesiyle büyüdük. Bu nedenle çok yaşamayacağımı düşünüyordum. Ama yıllar geçince ölmediğinizi görünce bu konuda çalışmak istiyorsunuz."
Ayşe Durul (45) Tasarımcı Ayşe Durul, bundan 5 yıl önce çok küçük bir ağrı hissederek doktora baş vurmadan, mamogram çektirmeye gitmiş. "Bana hemen biyopsi yaptırmam gerektiğini söylediler. O an dünyam yıkıldı. Amerika'ya gittik ve orada ameliyat oldum." 2003'te tekrar ameliyat olarak göğsü alınan Durul, ameliyat sonrasını şöyle anlatıyor: "Ameliyattan çıktığımda uyandırılma odasında hemşire 'Ayşe Hanım kendine gel' diyordu. Gözümü açtığımda her yer kan içindeydi. Meğerse o gün sinagog patlamaları olmuş." Bundan sonra hayatın ne kadar eşsiz olduğunu keşfettiğini söyleyen Durul, Türkiye Meme Vakfı'nın gönüllüleri arasında yer almış.
|
|
|
|
|
|
|
|
|