|
|
|
|
|
|
FT: "AB genişlemeden çekinmemeli"
İngiliz Financial Times gazetesinde çıkan Ouentin Peel imzalı makalede, AB'nin genişlemeden çekinmemesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye-AB müzakerelerine ilişkin ''çerçeve belgesinin her satırının, AB üyelerinin İstanbul Boğazı'yla birleşme konusundaki tereddütlerini açıkça ortaya koyduğu'' kaydedilen makalede, Hırvatistan'ın da ''dikenli telin altından sürece sızmayı başardığı'' ifade edildi.
''Bütün Avrupa'yı bir genişleme korkusunun sardığını'' da belirten yazar, ''bunun anlaşılabilir, ancak yine de kötü bir fikir olduğunu''
vurguladı. Makalede, ''AB genişlemesinin hayatın bir gerçeği olduğu'' kaydedildi.
The Independent gazetesi yazarı Adrian Hamilton da, ''Problem Türkiye'de değil, Avrupa'da'' başlıklı makalesinde, ''Avrupa'da nadiren de olsa, bir karara bu kadar nezaketsizce varılmasını'' eleştirdi.
''Tokalaşmaların bitiminden hemen sonra, anlaşmanın taraflarının 'Sorunların yeni başladığını' mırıldanmaya başladıklarını, Türk tarafının ise ''Aslında bizi istemiyorsunuz' diye homurdanmayı sürdürdüğünü'' öne süren yazar, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun da ''sonucun garanti ve otomatik olmadığını'' söyleyerek bu sürece katıldığını kaydetti.
''Aslında Avrupa'nın kendi açısından bir umutsuzluk ve kaygı bulunduğunu, Avrupalıları lokomotiflerinin buharsız kaldığı hissinin kapladığını'' belirten Hamilton, ''Bu kaygı hali, Türkiye meselesinden büyük bir sorun. Türkiye tartışmaları da hastalığın kendisi değil, sadece bir semptomu'' dedi. ''AB'nin Türkiye'yi kucaklamasının en önemli sebebini bir idealin oluşturduğunu'' da belirten yazar, ''Türkiye'nin üyeliğiyle yaşlı nüfusu bulunan Avrupa'nın, dar sınırlarını kırıp geriye dönük politikalarından kurtulma şansını bulacağını'' vurguladı.
Adrian Hamilton, ''Türkiye'nin bu durumuyla komşularındaki toplumsal değişime de katkıda bulunabileceğini'' belirterek, ''Türkiye, böylece ılımlı İslam'ın daha geniş bir coğrafyaya yayılmasını sağlayacak, yeni bir kültürün ve yeni fikirlerin bölgesine ulaşması için bir köprü oluşturacak'' ifadesini kullandı.
''AB'nin tarihi yeniden şekillendirme idealiyle doğduğunu, bundan dönmenin ve yeni ufuklara açılmaktan korkmanın Avrupa'nın kendi ruhuna ihanet olacağını'' vurgulayan yazar, ''Türkler Avrupa'nın kalbini kazanmalı'' diyen Avrupa Komisyonu Başkanı'na, ''Hayır, bunu asıl yapması gereken sizsiniz. Konsey ve komisyon olarak siz Avrupalıların kalbini kazanmalısınız'' diye yanıt verdi.
The Guardian yazarı Timothy Garton Ash da makalesinde, ''Avrupa'nın bir kısmından oluşan bir süper devlet olmayı değil, Avrupa uluslar topluluğu olmayı seçen Avrupa'nın, bu hafta bu yolda önemli bir adım attığını'' kaydetti. ''Kapıyı Türkiye ile müzakerelere açan AB'nin, Türkiye'nin üyeliği konusunda bir garanti vermediğini'' hatırlatan yazar, ''AB'nin sınırlarının Türkiye'nin en güneydoğu ucuna kadar uzadığını'' kaydetti.
''Bu sınırların içinde kalan Güney Avrupa ülkelerinin, Türkiye'den bile önce AB üyeliğini elde etmelerinin garanti haline geldiğine'' dikkat çeken yazar, ''Türkiye, Osmanlı'nın Hıristiyan Avrupa kulübüyle bağlarını koparttığı eski sömürgeleri olan bu ülkelere, şimdi kendi elleriyle Avrupa kapılarını açtı'' ifadesini kullandı.
Ash, ''AB'nin gerçekten çok önemli bir adım attığını, sadece Türkiye'nin AB'ye üye olabileceğine karar vermekle kalmayıp AB'nin bir süper devlet değil, bir devletler topluluğu olmasına karar verdiğini'' yineledi.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|