Hazmedemedim!
Rahmetli eniştemin toprağı bol olsun iştahı da boldu.. Yemekleri afiyetle yedikten sonra, bazen yüzünü ekşitirdi hafiften.. Çenesindeki derinin alt dudağına, alt dudağının da üst dudağına yaklaştığı durumlarda, anlardık ki, eniştem yemeği hazmedemiyor.. Zaten, o ekşi yüz ifadesiyle söylenirdi: "Hazmedemiyorum.." Ailede kadın çoluk çocuk mutfağa seğirtirdi.. Beyaz bir hazımsızlık tabletini suya atarlardı.. Foşşş diye.. Enişte, ekşi yüz haliyle onu içer, ekşi ekşi bakmaya devam eder ve söylenirdi.. "Geçmedi.. Geçmedi.." Etraftan millet fokurdamaya başlardı: "Sana söyledik Hasan bu kadar çok yeme dedik dinlemedin.." Dün bütün gün Avusturya'nın Türkiye'yi hazmedemeyeceğini dinlerken eniştemi düşündüm.. Ekşi ekşi bakardı rahmetli.. "Hazmediyorum" gibisinden..
Ben ve Avrupa Topluluğu, Türkiye'de aynı anda doğduk.. Benim doğumum 21 Temmuz 1959.. Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na başvurusu 31 Temmuz 1959.. 46 yaşına geldim.. Hâlâ giremedik ben de Türkiye de bu Avrupa'ya.. Yakında geberip gideceğim.. Biz yine giremeyeceğiz, ondan korkarım.. Hani derler ya: "Beraber yürüdük biz bu yollarda.. Beraber ıslandık yağan yağmurda.." Benimki de tam o hesap.. Birlikte, 46 yaşımızı idrak ettik, karşımdaki Avrupa, eniştem gibi ekşi ekşi hâlâ bakıyor yüzüme.. Çenesindeki deri alt dudağına, alt dudağı da üst dudağına yaklaşmış.. Ekşi bir yüz ifadesiyle söyleniyor: "Hazmedemiyorum.."
Fatin Rüştü Zorlu beyefendi, ben doğduğum gün Dışişleri Bakanı.. Bakmış, millet bu Avrupa'ya girme işini anlamadı.. Mel mel bakıyor.. Veciz bir şekilde anlatmış durumu: "Bu Yunanlılar" demiş, "Bir yıl önce başvurdular.. Bir şey olmasa onlar girmez.. Ne olur ne olmaz.. Bizim de girmemiz gerek.. Onları cehennemde bile yalnız bırakmaya gelmez.." Bu veciz ifadeden sonradır ki, asil milletim Avrupa'ya kalben ve ruhen bağlanıyor.. 46 yıldır, beni de alın beni de alın diye sevdalanıyor.. Ama dün Avusturya'ya baktım.. Avrupa'nın hazmetme kapasitesinden bahsediyor.. Hani bizim rahmetli gibi.. Ekşi bir yüz ifadesi var yüzünde.. "Geçmiyor, hazmedemiyorum.."
24 saattir yayında bilumum televizyonlar.. Lüksemburg'dan canlı.. Krizi anı anına veriyorlar.. Hazmetti mi hazmetmedi mi?. Bu yayının dakikası dolar yazar.. Gitti milyon milyon dolarlar.. Ne o hazmetti hazmetmedi mi Avusturya.. Sonunda çıkacak o yayınlardan bir fatura.. Avrupa Topluluğu'nun Türkiye'ye yapacağı yardıma eşit çıkacak o fatura.. Neyse.. Akşam saatlerinde, ekşi ekşi hazmetme konusunu metne koyarak "Evet" demeye razı geldi Avusturya.. 154 Sırp'ı diri diri gömen savaş suçlusu generali vermeyen Hırvatistan için taviz kopararak.. Ne karşılığında?.. Hazmedemediği Türkiye'yi hazmetme karşılığında.. Zavallı eniştem, bir gün yediklerini hazmedemedi.. Bir gece uyurken kalp krizi geçirip, bu dünyadan gitti.. Bunlar beni de gömecekler.. "Hâlâ hazmedemedik" diyecekler!.
|