|
|
|
|
|
Arabistanlı Lawrence'ın Atatürk hayranlığı
|
|
1. Avrasya Film Festivali'nde Onur Ödülü'ne layık görülen Peter O'toole 30 yıl sonra yeniden geldiği Türkiye'de festivalin en dikkat çeken isimlerinden birisi oldu.
"Fotoğraflarda gördüğüm zarif adamın, Türkiye'yi çağdaş bir platforma taşıyan bu insanın aslında savaş meydanında inanılmaz taktikler geliştiren dahi bir komutan olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmış, hayran olmuştum" diyor efsane oyuncu Peter O'toole Atatürk için... Adı anılınca "Arabistanlı Lawrence" olarak hatırlanması kaçınılmaz. Bu filmle bir gecede dünya starı olan Peter O'toole, İngiliz klasik tiyatro geleneğinin usta bir oyuncusu olarak sinemada da ayrıca "Elveda Öğretmenim"deki 'Bay Chips' gibi unutulmaz karakterleri canlandırdı...
30 YIL SONRA BAŞTACI Son olarak "Truva" filmindeki etkileyici rolüyle izlediğimiz ünlü aktör, Arapları Osmanlılar'a karşı ayaklandıran İngiliz casusunu canlandırdığı "Arabistanlı Lawrence"ın ülkemizde aldığı tepkiyi bilmeden yıllar önce Türkiye'ye gelmiş. O'toole'u 30 yıl aradan sonra yeniden geldiği Türkiye'de bu kez baştacı ediyoruz...
* Pek seyahat etmediğinizi biliyoruz. Sizi 1. Avrasya Film Festivali'ne getiren neydi? Festivalin adı bana çok şeyler ifade etti: 'Avrasya'. İki dev kıtayı birleştirme fikri son derece önemli; sanat ve kültürlerin birleşmesi açısından çok da manidar; böyle bir daveti reddetmek istemedim. Sonuçta inanılmaz bir misafirperverlik, harika bir festival gördüm, Engin'i (Festival başkanı Engin Yiğitgil) ve herkesi kutluyorum.
* Yıllar önce Anıtkabir'i ziyaret ettiğinizi söylediniz. Atatürk'e bu ilginiz nereden kaynaklandı? Kötü adamları herkes tanır. Benim asıl ilgimi çeken kahramanlardı. Sinemaya başlamama da Londra'daki bir Türk neden olmuştur. Önce fotoğraflarından ilgimi çekti Atatürk; son derece zarif, etkileyici yüzündeki güçlü bir ifade, elinde incelikle tutuğu sigarası, yakışıklı bir adam. Türkiye'ye gelişim ise tesadüfen oldu. Bazı yapımcı dostlarım Türkiye'ye gidiyorlardı, basına duyurulmaması koşuluyla bende gitmeye karar verdim. Ama havaalanında gördüm ki etraf fotoğrafçı kaynıyor. Bir de pasaport kontrolündeki görevli 'Ne yüzle geldiniz?' deyince çok şaşırdım. Meğerse "Arabistanlı Lawrence" filmim Osmanlı karşıtı olarak değerlendirilip yasaklanmış.
ANILARINI KİTAP YAPTI * Oyunculuk açısından tiyatro ile sinema arasında bir fark var mı? Temelde yok. Yani üstlendiğiniz karaktere bürünmek ve izleyeni inandırmak açısından, oyunculuk ruhu ikisinde de aynı. Ama arada teknik farklar var. Tiyatroda yüzlerce insana karakterin ruhunu geçirmek sözkonusu, sinemada ise kameranın objektifiyle baş başa olduğunuz için ona göre oynuyorsunuz.
* "Loitiring with Intent" (Kasıtlı Başıboşluk) adlı bir kitap yazdınız. Kitapta anılarınızı mı anlattınız? Evet, İrlanda'da geçen çocukluk ve gençlik dönemimi anlattım, kitabın alt başlığı da zaten "Çocuk.." "Maksatlı Başıboşluk" demek aynı zamanda adli dilde bir işe kasıtlı olarak kalkışarak suç unsuru yaratmak anlamına geliyor. O dönemimi yansıtması açısından iyi bir espri oldu. Sonraki dönemimi ise "Çırak" altbaşlığıyla anlattım, şimdilerde üçüncüsü için çalışıyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|