|
 |
 |
 |
Baban da mı cool'du?
Sokaktaki adam için artık markete gitmek bile başlı başına bir event. 'Evden yeni çıktım üzerimde eşofman var' havasını vermek için ayna karşısında yarım saat hazırlanan insan tanıyorum.
Sosyal yaşamda gelinen nokta şu: Herkes güzel, seksi ve cool olmak zorunda. Günlük hayatta yaptıklarımız ise birer 'event'. Bugün bu kelime sadece etkinlik anlamında kullanılmıyor. Event demek seksi ve cool etkinlik demek. Özellikle halkla ilişkiler firmaları bu lafı çok gazlıyor. Çünkü bu laf sıradan bir etkinliği büyülü bir şey haline getirebiliyor. Mesela 'İki DJ peşpeşe sabaha kadar çalacak, hadise budur' dediğinizde yavan kaçıyor. Ama 'DJ Edi ve DJ Büdü sabaha kadar back to back live event'te buluşacak' dediniz mi, dırınınınnn, acayip cool bir şeyle karşı karşıyayız. Geçenlerde Ali Atıf Bir yazdı. Reklamcılar cool reklam yaptıkça müşteri kaybediyormuş. Cannes'da ödül alıyorsun ama müşteri seni istemiyor. Reklamı herkes çok cool buluyor ama kimse malı almıyor. Bırakın reklamı partiyi, artık "Bir kahve içelim lafı" bile ayrı bir efor gerektiren, önceden planlanan bir event'i işaret ediyor. Nerede, hangi kahve, oranın bahçesi güzel ama çoluk çocuk doludur, burası iyi ama servisi kötü, orası çok uzak, öbürü yakın ama park yeri yok, yürüyemem topuklu var, taksi tutamam şoför surat eder... Bu arada yoruldum ben. Bizim amacımız neydi? Burası neresi? Sen kimsin? Devam edelim. Tutun ki ağzınızdan 'bir şeyler atıştırmak' ifadesi çıktı. "Bir şeyler atıştıralım" benim lugatımda Bambi'ye gidip dilli kaşarlı yemektir. Büfenin adını mahallenizdekiyle değiştirin. Siparişle birlikte 12 dakika sürer. Lakin 'event olarak atıştırmak'tan söz ediyorsak durum değişiyor. Bu cümle şöyle tercüme olabiliyor: "Hadi iki saat 38 dakika boyunca hazırlan, Mezzaluna'ya gidip tanesi 50  milyondan pizza yiyelim." Ya da ne bileyim, Boğaz'da bir kafeye gidelim, salata ve zencefilli limonata alalım? Ama önce ayakta yarım saat masa beklememiz lazım gran tuvalet. Arabayı zaten valeye verdim. Yemin ediyorum sokaktaki adam için artık markete gitmek bile böyle bir event. Evden yeni çıktım üzerimde eşofman var havasını vermek için ayna karşısında yarım saat hazırlanan insan tanıyorum. Sonuç? Sonuç şu: 'Amcası, bizim oğlan büyüyünce cool olacak' devrindeyiz. Bu hadise dünyada bir yaşanıyorsa burada 10 yaşanıyor. Geçenlerde VH1'da 80'ler kuşağı vardı. Man at Work ve Who Can it Be Now çıktı. Solist Colin Hay'in gözleri şehla. Hatta gerçekçi olalım, basbayağı şaşı adam. Şimdi olsa yüzüne bakmaz kimse. Şaşı bir adam tüm zamanların en iyi hit'lerinden birini (Down Under'ı da katın iki eder) yapıp klip çekip oynuyor. Kimse izlememezlik etmemiş zamanında. Ya da kimse 'Sen önce gözünü yaptır da gel' dememiş. 90'ların başında Radiohead ve Thom York keza. Gelmiş geçmiş en iyi gruplardan biri. Adam şaşı ve tek gözü neredeyse kapalı, peki ama kimin umurunda? Bizdeyse 'çirkin' olanın yüzüne bakılmıyor. Ya güzel olacaksın ya cool. (Son örnek için bkz. Seda Sayan'ın sarışın hali) Türkücüden, popçudan figürana herkes cool ama ortada bir numara yok. Kimse malı almıyor. Dünyanın ve memleketin cool'a değil uncool'a ihtiyacı var arkadaşlar. Ha gayret, neredeyseniz çıkın ortaya, vatan görev bekliyor. Bırakın pozu mozu delikanlı gibi kendinizle barışın, neyseniz osunuz kimseyi kandırmayın.
Mehmet Tez
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
