|
|
"PKK'nın K.Irak'taki varlığını sürdürmesi kabul edilemez"
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığını sürdürmesinin Türkiye yönünden kabul edilemez bir durum olduğunu, bunun Irak ve ABD yönetimlerince iyi bilindiği düşüncesinde olduklarını belirtti.
Sezer, ''Kendi sınırlarımız içinde gerekli önlemleri almakta kararlıyız. Bununla birlikte terör örgütünün tümüyle yokedilmesi için Irak'taki ögelerinin de temizlenmesi gerekmektedir. Bu konudaki kaygılarımızın ilgili taraflarca dikkate alınmasını beklemekteyiz'' dedi.
Yeni yasama yılı açış konuşmasını
yapan Sezer, yolsuzluklar konusunun, yıllardır çözüm bekleyen toplumsal bir sorun olarak varlığını sürdürdüğünü kaydederek, Uluslararası Saydamlık Örgütü'nün yayımladığı 2005 Küresel Yolsuzluk Raporu'nda Türkiye'nin 146 ülke arasında 77. sırada gösterilmekte olduğunu hatırlattı. Yolsuzlukların önlenmesinde yasama, yürütme, yargı organlarına, basına, kamu görevlilerine ve tüm yurttaşlarımıza önemli görevler düştüğünü belirten Sezer, Bilgi Edinme Hakkı Yasası'nın sağladığı olanakların basın için yolsuzluklar konusunda yeni ufuklar açtığını vurguladı. Sezer, ''Ancak, belirtmek isterim ki, basın bu görevini yerine getirirken, kimsenin yargı kararıyla kesinleşmedikçe suçlu sayılamayacağı ilkesine saygılı davranmalıdır'' dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer, yolsuzluklarla savaşımda başarıya ulaşılabilmesi için; yasama, yürütme ve yargı organlarının yolsuzlukları önleme konusunda ortak bir istenç ortaya koyup, kararlı bir tutum sergilemesi, denetimin yansız ve bağımsız, kuralların akılcı ve açık, yönetimin saydam olması, yetkililerin yolsuzluklar üzerine gecikmeden ve ayrım yapmaksızın gitmesi gerektiğini kaydetti.
Sezer, değişik alanlarda sıkça kabul edilen af yasalarıyla yaptırımların caydırıcı etkisinin zayıflatılmaması, yasama dokunulmazlığına ve kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin kuralların yeniden düzenlenmesi, erdemli kimseler yerine, kişisel çıkarlarını ön planda tutanların önemli makamlara yükselmesine olanak verilmemesi, toplumsal yararın ve etik değerlerin, kişisel çıkarların üzerinde olduğunu öngören bir anlayışın yaygınlaştırılması, dürüstlük, yurt sevgisi, yurttaşlık bilinciyle donatılmış kuşakların yetiştirilmesi gerektiğini ifade etti.
''ZORUNLU ÖĞRETİM 12 YILA ÇIKARILMALI"
Bir ülkenin gerçek zenginliğinin insan kaynağı olduğunu, dünyanın, insanı temel alan bilgi ekonomisine geçiş sürecine girdiğini ve bunun ayırdında olan ülkelerin kalkınma ivmesini hızlandırabilmekte olduğunu kaydeden Sezer, eğitimin, insan kaynağının ülkeye ve insanlığa yararlı duruma getirilmesinde baş etmen olduğunu vurguladı.
Sezer, Türkiye'nin, eğitim alanında AB ölçütlerine ulaşmayı hedef olarak benimsediğini belirterek, ''Bu kapsamda, zorunlu öğretim süresinin 12 yıla çıkarılmasının zamanı gelmiştir'' dedi.
''ENERJİ SİSTEMİNİN ÖNÜNDEKİ ENGEL DIŞA BAĞIMLILIK''
Kalkınmanın yanı sıra dış politikanın da temel ögelerinden biri durumuna gelen enerjinin, ülkelerin dünyadaki konumunun saptanmasında belirleyici rol oynadığını kaydeden Sezer, Türkiye'nin enerji sisteminin önündeki en büyük engelin dışa bağımlılık olduğunu hatırlattı.
''ULUSAL GÜVENLİK KENDİ SORUMLULUĞUMUZDUR''
Bir ülkenin gönenç ve güvenliğinin, çevresindeki ülkelerin gönenç ve güvenliği ile bağlantılı olduğuna işaret eden Sezer, soğuk savaş döneminden kalma konvansiyonel ağırlıklı savunmaya dayalı tehdit anlayışı yerine, güvenliğe dayalı yeni bir tehdit anlayışının egemen olduğunu vurguladı.
Ekonomik gücün, ulusal güvenlik politikalarında giderek merkezi bir öge durumuna dönüşürken iç ve dış politikaların da gittikçe artan biçimde birbirinden ayrılmaz duruma geldiğini belirten Sezer, küresel ekonomi ve küresel güvenliğin, birbirini tamamlayan iki önemli kavram olarak ortaya çıktığını, bu nedenle Türkiye'nin ulusal güvenlik, dış, iç, ekonomik ve ulusal savunma politikalarının birbirine bağımlı, uyumlu ve eş güdümlü yürütülmesi gerektiğini söyledi.
''Dinsel konular ve eğitim gibi duyarlı ulusal güvenlik konularının, günlük siyasetin üstünde kalması zorunludur. Ulusal güvenlik, her şeyden önce kendi sorumluluğumuzdur'' diyen Sezer, Türkiye'nin, güvenliği için gerekli gördüğü önlemleri alma hakkına sahip olduğunu da kaydetti.
''TERÖRÜN DİNİ, MİLLİYETİ YOKTUR''
Konuşmasında terör konusuna da değinen Sezer, terörizmin ulaştığı küresel boyutla, dünya barış ve istikrarına yönelik birincil tehdit konumuna yükseldiğini belirterek, ''Terörün, coğrafyası, dini ya da milliyeti yoktur. Hiç kimse bu tehditten uzak değildir. Terörizmin hedeflerinin bireysel düzeyden, artan ölçekte kitle imha düzeyine dönüşmesi, kaygılara yol açmaktadır'' dedi.
Terörizme karşı küresel savaşım verilmekte olduğunu, bu savaşımın başarısının, uluslararası azim, güç ve kararlılığın sürdürülmesi, özgürlük ve demokrasinin yayılması, hukukun üstünlüğü çerçevesinde karşılıklı işbirliği ve destek içinde hareket edilmesi, teröre karşı ayırımcı davranılmaması ile bağlantılı olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Sezer, terörden uzun yıllar zarar görmüş ve binlerce yurttaşını terör yüzünden yitirmiş olan Türkiye'nin, amacı ne olursa olsun ve kimler tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, terörün her türlüsüne karşı çıktığını ve bu eylemleri nefretle kınadığını kaydetti.
Terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığını sürdürmesinin Türkiye yönünden kabul edilemez bir durum olduğunu ve bunun Irak ve ABD yönetimlerince iyi bilindiği düşüncesinde olduklarını kaydeden Sezer, şöyle devam etti:
''Kendi sınırlarımız içinde gerekli önlemleri kararlılıkla almaktayız. Bununla birlikte, bu terör örgütünün tümüyle yokedilmesi için Irak'taki ögelerinin de temizlenmesi gerekmektedir. Bu konudaki kaygılarımızın ilgili taraflarca dikkate alınmasını beklemekteyiz. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, terörle savaşımda yardım, destek ve işbirliğini zorunlu kılmaktadır.
Terör örgütü, sözde legal ve siyasal alanda savaşımı ön plana çıkarmış, ancak, silahlı ögelerden ve eylemlerden vazgeçmeyen yeni bir strateji uygulamaya başlamıştır. Yürütmekte olduğu etkinlikler, örgütün, isim değişikliği ve eylemlerin çeşitli adlarla üstlenilmesine karşın, terörist kimliğinden ve Türkiye'nin tekil devlet yapısını ve anayasal düzenini hedef almaktan vazgeçmediğini göstermektedir. Türkiye teröre karşı gerekli önlemleri almayı kararlılıkla sürdürecektir.''
Sezer, Türkiye'nin tekil devlet olma yönündeki ulusal uzlaşmasının, Kurtuluş Savaşı sırasında oluştuğunu, Cumhuriyet tarihi içinde gelişmiş ve Anayasa'nın temeli olmuş bu seçimin hiçbir etkenle değiştirilmesi ya da zedelenmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Devletin dili, bayrağı, nitelikleri, sınırları ve Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarının her türlü tartışmanın dışında ve üstünde olduğunu anlatan Sezer, ''Bunların korunması da devletin hakkı ve görevidir. Hiçbir devletin kendi anayasal düzeninin yıkılmasına ve ülkesinin bölünmesine hoşgörüyle yaklaşmasına olanak yoktur. Türkiye'nin tekil devlet yapısının, ulusal birlik ve beraberliğimizin korunacağından kimse kuşku duymamalıdır'' dedi.
Sezer, terörle savaşımda hedeflenen sonuçlar alınana kadar aralıksız, kararlı ve eşgüdümlü çabaların sürdürülmesi, terörün yarattığı ekonomik ve toplumsal yıkımlardan etkilenen bölgelerin sosyo-ekonomik farklılıklarının ortadan kaldırılması ve terörü yaratan iç ve dış kaynakların kurutulmasının amaç olması gerektiğini söyledi. Ülkenin güvenliği ve esenliği için yaşamsal önemde görev yapan tüm güvenlik güçlerini kutlayan Sezer, ''Halkımızın terörle savaşıma her zaman sağladığı destek için şükranlarımızı sunuyoruz. Ayrıca, teröre karşı savaşımda kaybettiğimiz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi gönül borcuyla anıyoruz'' diye konuştu.
(AA)
|