kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sezer:"Türkiye AB'ye güç katacak"
"PKK'nın K.Irak'taki varlığını sürdürmesi kabul edilemez"

Sezer:"Türkiye AB'ye güç katacak"

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ''Türkiye, güçlü ekonomisiyle AB'nin vazgeçemeyeceği bir ülkedir. Böyle bir ekonomik yapıya sahip Türkiye'nin AB'ye güç katacağı açıktır. AB ülkelerinin bu durumu dikkate alacağını umuyoruz'' dedi

Cumhurbaşkanı Sezer, TBMM'nin 22. Dönem Dördüncü Yasama Yılı'nın açış konuşmada, milletvekilerine üstün başarı dileklerini ileterek, bu törende onlarla birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu ifade etti.

Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı yürüten ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, Cumhuriyet'in
özümsenmesinde, Türk insanının onurlu, çağdaş bir yaşam sürmesinde yadsınamaz rol üstlenen TBMM'nin 85. yılını kutlamanın gururunu ve coşkusunu yaşadıklarını belirten Sezer, Atatürk'ün gösterdiği hedeflere ulaşma yolunda kararlılıkla ilerleyen Türkiye'nin, bu süreçteki en önemli güvencesinin, Cumhuriyet'e gönülden bağlı, ulusal değerleri tüm kaygı, beklenti ve çıkarların üzerinde tutan, Cumhuriyet'in aydınlık yarınlarına yürekten inanan yurttaşları ve kurumları olduğunu söyledi.

Sezer, tarihi boyunca üstlendiği onurlu görevini başarıyla yerine getiren TBMM'nin, geçmişte olduğu gibi, bugün ve gelecekte de Cumhuriyet'in en önemli güvencelerinden olmayı sürdüreceğini bildirerek, ''Çağdaşlaşma atılımlarının sürdürülmesi, hukuk devleti ilkesinin önündeki engellerin kaldırılması, yöneteni ve yönetileniyle tüm yurttaşlarımızın demokratik değerleri üstün tutmasıyla güçlü Türkiye hedefine ulaşacağımızdan kuşku duymuyoruz. Yüce Meclisimizin, her zaman olduğu gibi çalışmalarıyla bu çabalarda etkin rol
üstleneceğine, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğe taşınmasında en büyük pay sahibi olacağına inanıyoruz'' diye konuştu.

HUKUK DEVLETİ VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI

Sezer, Anayasa'nın 2. maddesinde, Cumhuriyet'in nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti ilkesinin, tüm çağdaş demokratik rejimlerin temel özelliklerinden biri olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Hukuk devleti, en kısa tanımıyla, yurttaşların hukuksal güvenlik içinde bulundukları, devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu sistemi anlatır. Hukuk kurallarına bağlılığı sağlayacak düzenek ise devlet organlarının eylem ve işlemlerinin yargı denetimi altında bulunmasıdır.

Hukuk devletinin en önemli öğelerinden biri, hiç kuşkusuz yargı bağımsızlığıdır. Yasama ve yürütme işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyecek yargı, bu organlar karşısında tam bağımsızlığa sahip değilse, yargı denetiminden beklenen yarar ortadan kalkacaktır. Bu da devlete olan güveni zedeleyecektir.

Bu nedenle, yargı organlarının kuruluşu, çalışma ilkeleri, yargıçların seçimi ve özlük hakları konularında yargı bağımsızlığını gölgelemeyecek yöntemlerin yeğlenmesi hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Anayasa'nın 140. maddesinde, 'Hakimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler' denilmesine karşın, yargıç ve savcılar Adalet Bakanı'nın başkanlık yaptığı, siyasal iktidarca atanan Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın doğal üyesi olduğu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun gözetim ve denetimi altındadırlar. Yargıç ve savcıların atanmaları, yükseltilmeleri, yer değiştirmeleri, disiplin ve özlük işleri, Yargıtay, Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi üyelerinin seçimi gibi önemli yetkilerle donatılmış Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşumunda Bakan'ın ve Müsteşar'ın yer alması, yargı bağımsızlığını, yargıç güvencesini, dolayısıyla hukuk devleti ilkesini zedelemektedir.''
Sezer, yargının iş yükünün kaldırılabilecek düzeyde tutulmasının, yasama ve yürütmenin eylem ve işlemlerinde hukuk kurallarına ve yargı kararlarına uygun davranmasıyla olanaklı olduğunu kaydetti.

PARLAMENTER DEMOKRASİ VE SEÇİM SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Sezer, Anayasa'da, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi parlamenter demokratik sistemin kabul edildiğini, bu sistemin, çoğulcu ve katılımcı demokrasi altyapısını gerektirdiğini belirterek, çoğulcu ve katılımcı demokrasinin ancak, muhalefeti, basın özgürlüğü ve sivil toplum örgütleriyle yaşayabileceğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Sezer, şöyle konuştu:

''Çoğulculuk, demokrasilerde muhalefeti önemli kılmakta, muhalefetin varlığı ve etkinliği seçim sistemiyle sağlanabilmektedir. Bu nedenledir ki anayasa koyucu yönetimde istikrar kadar temsilde adalete önem vermiş ve bu iki ilkenin kabul edilebilir bir dengede olması gerektiğini öngörmüştür.

Temsilde adalet aleyhine yönetimde istikrar ilkesine ağırlık veren bir seçim yöntemi, aynı zamanda seçme ve seçilme hak ve özgürlüğüne getirilen ağır bir sınırlama olacaktır. Bu nedenle, yönetimde istikrar ve temsilde adalet ilkelerinin kabul edilebilir bir denge içinde seçim sistemine yansıması demokratik toplum düzeninin gereğidir.''

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Basın özgürlüğünün; düşünce ve kanaat özgürlüğünü tamamlayan ve onun kullanılmasını sağlayan özgürlük olduğunu belirten Sezer, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğünün sınırlarının, Anayasa'nın 26 ve 28. maddelerinde gösterildiğini kaydetti. Bunların dışında basın özgürlüğünü doğrudan ya da dolaylı biçimde sınırlayacak düzenlemelerin çoğulcu ve katılımcı demokrasiye uygun düşmeyeceğini bildiren Sezer, şöyle devam etti:

''Kamu hizmetleri söz konusu olduğunda kamu çıkarını ön planda tutması gereken medyanın bireysel çıkarlara hizmet edecek biçimde ticari nitelik kazanması önlenmelidir. Devletin, medya gücünün kötüye kullanılmasını engelleyecek önlemleri alması, kamu yararı ve düzenini sağlamanın gereğidir. Görsel ve işitsel medyanın kamuoyunu etkileme gücü, dolayısıyla bu gücün olumsuz kullanılması olasılığının yüksekliği, yabancılaştırma olgusunun da çok iyi düşünülmesini zorunlu kılmaktadır.''

Sezer, çağdaş toplumlarda sivil toplum örgütlerinin, siyasal partiler gibi demokrasinin olmazsa olmaz öğelerinden olduğunu, bu çoğulcu, katılımcı yapının ulusal istencin oluşumunda yer alması, yasalaşma ya da karar sürecine katılımının sağlanması, toplumun beklentilerinin ve gereksinimlerinin doğrulukla belirlenmesi ve amaca uygun düzenlemelerin gerçekleştirilmesi yönünden zorunlu olduğunu kaydetti.

SİYASİ SORUMLULUK TARTIŞMALARI


Anayasa'nın 105. maddesinde, Bakanlar Kurulu kararları ile ortak kararlardan Başbakan ve ilgili bakanın sorumlu olacağı belirtildiğini anımsatan Sezer, şöyle konuştu: ''Burada sözü edilen siyasal sorumluluktur ve yürütme organının Bakanlar Kurulu kanadına yüklenmiştir. Devlet yönetiminde yetkili organların ve kişilerin sorumluluğu, siyasal sorumluluktan ibaret değildir; bunun çok ötesinde, önemi içeriğinden kaynaklanan toplumsal ve anayasal sorumlulukları vardır. Hukukun üstünlüğü, bir yandan hukukun genel ilkeleri, Anayasa ve yargı kararlarının bağlayıcı olduğu, öte yandan da yasama ve yürütmenin eylem ve işlemlerinin yargı denetimine bağlı bulunduğu düzenin adıdır.

Anayasa'nın 11. maddesinde, Anayasa kurallarının, 138. maddesinde, yargı kararlarının, 153. maddesinde de Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, yönetimi, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı vurgulanmıştır.

Bu ilke ve kurallar, her yurttaşa, anayasal kurallarla oluşturulan devlet sistemini ve rejimini benimsemek, bu sistem ve rejime bağlı kalmak, onu korumak görevini, ödevini ve sorumluluğunu yüklemektedir. Bu, anayasal, toplumsal ve vicdani sorumluluk, siyasal sorumluluktan çok daha önemli sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Siyasal sorumluluğun sonucu olarak seçimde başarısız olan bir siyasal partinin, sonraki seçimleri kazanıp iktidara gelmesi olanaklıdır. Ne var ki rejimin zedelenmesi geri dönüşü olanaksız sonuçlar
doğuracaktır. Bu nedenle, Cumhuriyeti koruma ve yaşatma sorumluluğu, tüm sorumluluklardan çok daha önemlidir.''

''EKONOMİDE SEVİNDİRİCİ GELİŞMELER''


Sezer, Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü bir ekonomi ve demokrasi olarak, çağdaş dünyanın saygı duyulan, güvenilir üyelerinden biri durumuna gelmesinin temel amaca olduğunu ifade ederek, bu amaca ulaşılmasında büyümenin sürdürülebilir kılınması başta olmak üzere, ekonomik dengelerin kalıcılığının sağlanmasının belirleyici rol oynayacağını kaydetti. Son yıllarda Türkiye ekonomisinde sevindirici gelişmeler yaşandığını belirten Sezer, geçen yıl büyüme hızının yüzde 9,9'a ulaştığını, kişi başına düşen GSMH'nin 4 bin 172 dolara
yükseldiğini, cari fiyatlarla ve satın alma gücü paritesine göre kişi başına GSYİH'nin ise 7 bin 687 dolar olarak hesaplandığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Sezer, kronikleşen enflasyon olgusunun denetim altına alınmasında son yıllarda gözlenen olumlu gidişin, 2005 yılında da sürdüğünü belirterek, ancak işsizliğin önemli bir sorun olarak önceliğini koruduğunu söyledi. Sezer, istihdam olanaklarını artıracak ivedi önlemlerin alınmasının gerekli olduğunu vurguladı.

ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARI

Sezer, kamu mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesinin, tüm ulusu yakından ilgilendiren bir konu olarak gündemdeki yerini koruduğunu belirterek, şöyle konuştu:

''Kuşkusuz her siyasal iktidar özelleştirme politikasını, ülke yararına ve hukuka uygun olmak koşuluyla, kendi önceliklerine göre belirleyecektir. Ancak, bu süreçte, özelleştirilen her işletme ve varlıkta tüm yurttaşların katkısı bulunduğu dikkate alınarak, kamuoyunun haklı duyarlılıkları üzerinde titizlikle durulmalı; ülke yararına uygun olmasına ve sosyal hukuk devleti niteliğinin zedelenmemesi için gereken önlemleri içermesine özen gösterilmelidir.

Burada yeri gelmişken, ulusal kalkınma sürecinde tarihsel bir görevi yerine getiren kimi kuruluşlarımızın özelleştirilseler de ulusumuz için tarihten silinemeyecek kadar önemli ve değerli olduklarını anımsatmak istiyorum. Ülkenin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle kimi stratejik kurum ve kuruluşların özelleştirilmesinde daha özenli hareket edilmesi, özelleştirmenin yabancılaştırmaya dönüşmemesi ve gerçek değer üzerinden yapılması, yeni teknoloji, yeni yatırım ve yeni istihdam olanakları yaratılması gerektiği açıktır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki az gelişmişlik sorununun giderilmesine ilişkin gereklerin, alınan önlemlere karşın özel kesimce yerine getirilmemesi ya da yetersiz kalması durumunda devlete görev düşeceği unutulmamalıdır.

Sonuçta hepimiz, Türkiye'nin tüm bireyleriyle mutlu, huzurlu, güçlü bir ülke olmasını amaçlıyoruz. Ekonomiyi, dengeleri oturmuş, istikrarlı bir yapıya kavuşturmadan, güven ortamını kalıcı kılmadan bu amaca ulaşılamayacağının bilincindeyiz.

Türkiye, güçlü ekonomisiyle AB'nin vazgeçemeyeceği bir ülkedir. Böyle bir ekonomik yapıya sahip Türkiye'nin AB'ne güç katacağı açıktır. AB ülkelerinin bu durumu dikkate alacağını umuyoruz.''

Sezer, üzerinde özenle durulması gereken kimi sorunları bulunmakla birlikte, Türk ekonomisinin son yıllarda gösterdiği olumlu gelişmelerin sürmesini diledi.

(AA)

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Arınç: "Adillik sınavında olan Avrupa'dır
 "Derin maliyeciler var"
 Hükümet-YÖK tartışması
 Ağar'dan Çerçeve Belge eleştirisi
 'Gün ola harman ola bunlar da kalkacak'
 Emine Erdoğan dövme yaptırmış
 Hükümet 2B'leri yine gündeme aldı
 'AB Rumlar'ı almakla hata etti'
 Patrikhaneler AB desteği verdi
 Bakan Gül: İyimserliğim azalıyor
YAVUZ DONAT
Şeytanın avukatlığı
Pazartesi günü Avrupa bize "yeşil...
İthal hurma bereketi
"Cennet meyvesi" hurmanın fiyatı bu yıl artmadı. Bizde sadece iftar...
Büyük marketlerde Ramazan paketi yarışı
Marketler 50 YTL'ye varan Ramazan paketlerini raflara koyarken otel...
Unutmayın bunlar hamal değil çocuk!
Unutmayın bunlar hamal değil çocuk!
Yapılan bir araştırmaya göre 1'inci sınıfta okuyan bir öğrenci...
'Hukuksuzluğa zorlanıyoruz'
'Hukuksuzluğa zorlanıyoruz'
YÖK Başkanı Prof. Teziç, Erdoğan'ın "Özel üniversite açılmasına izin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu