Onlar artık gurbetçi değil Alman
Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Ayhan Kaya ve Ferhat Kentel, Almanya ve Fransa'da yaşayan Türkler üzerinde yaptıkları araştırmayı Euro-Türkler adıyla kitaplaştırdı. Araştırma sonuçları dikkate değer.
Geçtiğimiz hafta yapılan Almanya seçimlerinde Türkler önemli bir rol oynadı. Hatırı sayılır bir oy potansiyeline sahip olan Almanyalı Türkler, Sosyal Demokratlar'a verdikleri destekle Schröder'in yüzünü güldürdü. Geçtiğimiz yıl Almanya ve Fransa'daki Türkler üzerinde bir araştırma yapan ve bu araştırmayı "Euro-Türkler Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında Köprü mü, Engel mi?" adıyla kitaplaştıran Bilgi Üniversitesi öğretim üyeleri Ayhan Kaya ve Ferhat Kentel, Türkler'in Schröder'e verdiği desteğin son derece normal olduğunu söylüyor.
FRANSA-ALMANYA FARKI Kaya ve Kentel, her iki ülkede farklı yerlerde siyasetçilerden işçilere, işadamlarından öğrencilere kadar 100'e yakın Türk'le yüz yüze görüşme yaptı. Ayrıca Fransa'da 700, Almanya'da bin kişilik Türk kökenli göçmenle anketler gerçekleştirildi. Çalışmanın amacı ise Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne entegrasyonu sürecinde daha sağlıklı bir resim çizilmesini sağlamak. "AB ülkelerinde Türkiye'nin genellikle o ülkelerde yaşayan Türkiye kökenli göçmenler üzerinden algılandığını ve tanımlandığını biliyoruz. Fakat bu algı çok önyargılı. Çünkü genellikle göçmenler ve Türkler muhafazakar, dinci, Türkiye'yle yatıp kalkan bir statik insan kitlesi olarak algılanıyor. Aslında görülmesi gereken çok farklı, çok daha heterojen bir resim var" diyen Ayhan Kaya, bilimsel açıdan bakıldığı zaman Almanya ve Fransa'nın birbirinden çok farklı iki örnek olduğunu anlatıyor: "Fransa'da ciddi anlamda ötekini dışlayan, asimilasyoncu bir anlayış var. Almanya'da ise Müslüman kökenli Türk göçmenler siyasal, kültürel, toplumsal alanda varlıklarını daha rahat sergileyebiliyorlar." Ferhat Kentel de Fransa'nın artık farklılıkları yok saydığını, Almanya'da ise yeni bir deneyimin ortaya çıktığını anlatıyor: "İnsanlar orada Alman topluluğunu da değiştiriyor. Artık kabul edilen, içine girilen bir Alman topluluğu yok. Beraber oluşturulan bir Alman toplumu var, Türkler de bunun parçası. Yani Türkler'in Almanlar'a, Almanlar'ın Türkler'e karşılıklı entegrasyonu söz konusu."
'AŞIRI'LAR AZALDI Almanya seçimlerinde Türkler'in oynadığı role gelince... Ayhan Kaya Almanya'da yaklaşık 600 bin civarında Türkiyeli seçmenin olduğunu söylüyor: "Almanya'daki Türkler'in yüzde 50'si Alman siyasetiyle çok yakından ilgileniyor. Bunların yaklaşık yüzde 30'luk kısmı doğrudan SDP'yi destekliyor. Bu çok rasyonel bir tercih çünkü SDP ve Yeşiller 2000 yılında çıkardıkları vatandaşlık ve göç yasalarıyla çok liberal bir politika sergiledi. Bana göre Türkler bu yasalar nedeniyle sosyal demokratları desteklediler. Aynı zamanda yüzde 10 civarında Yeşil, yüzde 7-8 civarında da Sol Parti desteği var. Hıristiyan Demokratlara ise bu yüzde 50'nin yüzde iki buçuğu rağbet gösteriyor." Kaya bundan 7-8 yıl öncesine bakıldığında Almanya'daki Türkler'in önemli bir kısmının etnik, dinsel, kültürel örgütler üzerinden siyasete katılmaya çalıştıklarını hatırlatıyor: "Ama yurttaşlık yasasıyla birlikte elde edilen siyasal haklar Türkler'in doğrudan siyaset yapmalarını ve bu tür örgütlenmelerden belli ölçüde uzaklaşmalarını sağladı. Bu nedenle Almanya'da Kaplanlar, aşırı milliyetçi, Kürt, Alevi ya da başka tür örgütlenmeler yoğun olarak görülmüyor artık..." Kaya ve Kentel'in araştırmasına göre Euro-Türklerin yüzde 40'lık bölümü Türkiye ile AB arasında köprü görevi görüyor. Her iki taraftan da beslenen, her iki ülkenin siyasetini yakından takip eden bu kesimin, Türkiye için önemi çok. Yüzde 40'lık diğer bir kitle ise AB sürecinde engel olarak ortaya çıkıyor, Türkiye'deki aşırılıkları orada da aynen yaşıyorlar. Ortaya çıkan bir başka gerçekse hem Almanya'daki hem Fransa'daki Türkler'in artık Türkiye'yi büyük ölçüde dönülmeyecek bir anavatan olarak görmeleri. Çünkü kendilerini yaşadıkları yerde geçici görmüyorlar. Hatta aralarında Türkiye'yi herhangi bir turistik ülke olarak görenler bile var.
Eylem BİLGİÇ
|