Çok tartışılan yabancı sermaye şirketlerin değerini artırdı
Yıllardır ülkemizde yabancı sermaye tartışılır. Bazılarına göre yabancı sermaye gelmeli, bazılarına göre ise asla gelmemeli. Özellikle özelleştirme uygulamalarında, yabancı sermaye karşıtı ve yabancı sermaye yanlısı diye sert tartışmalar oldu. Bu tartışma, gazetelerin köşelerinde de kendisini gösterdi. Özelleştirme uygulamalarının ivme kazandığı dönemde, özellikle Türk Telekom, Tüpraş ve Star Medya grubu gibi ihalelerde yabancı sermaye az tartışılmadı. Peki daha bir yıl öncesi 1.3 milyar dolara satışa sunulan Tüpraş, nasıl oldu da bir yıl sonra 4.1 milyar dolara satılabildi. Telekom ihalesinde de aynı durum vardı. 4-5 milyar dolar ancak eder denilen Telekom 12 milyar dolara satılmadı mı? Star TV için 150 milyon doları bulmaz deniliyordu. Yabancı sermayenin ilgisi nedeniyle 306 milyon dolara nasıl satıldı. Erdemir'e yabancı sermayenin ilgisi, onun değerini de beklenenin üstüne çıkaracağı kesin gibi. Elbette yerli sermayenin de ilgisi oldukça fazla. Hatta hepimizin gönlü yerli sermayeden yana . Ancak bir gerçek vardır ki onu da seslendirmemiz lazım. Eğer yabancı sermaye bu şirketlerle ilgilenmemiş olsaydı, acaba yerli sermaye bugün verdiği rakamları telafuz eder miydi ? Kuşkusuz çoğunluğumuzun cevabı hayır olacaktır. Yerli-yabancı sermaye ayırımı yapılmamalıdır . Sonuçta her iki sermaye de bu ülkede üretim yapacak, istihdama katkı sağlayacaktır. Bu ülkenin değerleri daha verimli işletilecek, daha çok insana iş imkanı sağlanacaktır. Bundan kim karlı çıkacak? Elbette Türk insanı kârlı çıkacaktır. Sonuçta görüldü ki, yabancı sermaye bu ülkeye zarar değil yarar getirir. Bugün şirketlerimizin daha yüksek fiyatlarla satıldığını görenler, birkaç ay öncesinde karşı olduğu yabancı sermayenin zarar değil, yarar getirdiğini seslendirmeye başladılar. Şirketlerimizin bugünkü gerçek değerlerini bulmalarında yabancı sermayenin ilgisinin katkısı oldukça fazladır. Kamu şirketlerinin satılmasına ve büyük yerli şirketlerin kontrolünün yabancı yatırımcılara geçmesine endişe ile bakanlara da hak vermek lazım. Onların korkusu kısa vadeli rant için bu şirketlerin yönetilmesi ülkenin çıkarının gözetilmemesi ve uzun vadeli yatırımların tartışılmamasıdır. Bu endişeleri giderecek yer yine kamunun kendisidir. Devletin üretimden çekildikten sonraki görevi sektörleri denetim ve düzenlemedir. Bu korkuları gidermek de yine kamuya düşecektir. Bu gerçek karşısında, ülkenin geleceği için bundan böyle endişe duymuyor ve Türkiye'nin önünün açık olduğunu görüyorum.
|