Şokların etki süresi kısalıyor
Türkiye yakın geçmişte bazı şoklar yaşadı. Bunların bir kısmı politik, bir kısmı ise ekonomik nedenlerden kaynaklandı. Piyasalar önce sinirlendiler, sonra da güvenleri azaldı. Bu süreç faizleri yukarıya çekti, TL'nin diğer paralar karşısında değerinin düşmesi sonucunu da beraberinde getirdi. Bu gelişmelerin yansımalarına ve yeniden normale dönüş için geçen sürelere baktığımızda, son dönemlerde şokların etkilerinin giderek azaldığını ve uyumun daha yumuşak bir şekilde gerçekleştiğini gözlüyoruz. IIF uzmanları son bir buçuk yıldaki bu tür şokları incelemişler. Bulgularını dikkate aldığımızda, gelecekte neler olabileceği konusunda da fikir sahibi olabiliyoruz.
Şokların nedenleri Son dönemlerde yaşadığımız politik şoklar arasında, Nisan 2004'de İmam Hatip okulları ve Ağustos 2004'de zina konusu başı çekiyor. Ekonomik şoklar arasında ise, IMF ile zaman zaman ortaya çıkan görüş ayrılıkları, ABD Merkez Bankası'nın faiz artırımları sinirleri geren olaylar olarak ortaya çıkıyor. Tablodan da izleneceği gibi, NisanMayıs 2004'deki İmam Hatip, IMF ve Fed'in faiz artırımlarının karışımından kaynaklanan sinirlilik 7 hafta sürmüştü. Bu sürede para piyasalarında gözlenen döviz talebi, TL'nin Dolara karşı yüzde 16 değer kaybetmesi ile sonuçlandı. Uyum 28 haftada gerçekleşti. Yurt dışına satılan kamu kağıtlarının faizlerinde yüzde 10 puana yaklaşan bir yükselme dikkati çekti. Bu şok, son zamanlarda oluşan ve etkisi en kuvvetli olanıydı. Bunu, Ağustos-Eylül 2004'de ikincisi izledi. Hiç yoktan gündeme getirilen zina konusu ve hemen her Eylül ayında tekrarlanan IMF ilişkilerindeki sıkıntılar, TL'nin yüzde 6 değer kaybetmesine, yurt dışı faizlerinin yüzde 2,5 puan artmasına neden oldu. Altı haftada gelişen olaylar, 7 hafta sonra normale döndü. Üçüncü şok ise, Mart 2005'de oluştu. IMF anlaşmasının gerçekleşip, gerçekleşmeyeceğine yönelik tartışmalara, Fed'in faiz artırımı ve ABD ile soğuyan ilişkiler eklenince üç haftada YTL, Dolara karşı yüzde 9 değer kaybetti. Normalleşme, 25 hafta geçmesine karşın gözlenmedi. Dışarıdaki Hazine tahvilleri yüzde 1,68 puan daha pahalı hale geldi. Sonuç, bir buçuk yılda karşılaştığımız şokların etki sürelerinin giderek kısaldığına işaret ediyor . Uyum daha yumuşak bir biçimde sağlanıyor.
Neden yumuşak uyum? Uyumun yumuşamasının altında piyasaların bakış açısını değiştirmeleri yatıyor . Piyasa oyuncuları, tek haneye düşen enflasyon ve yüksek oranlı faiz dışı fazlaya önem veriyorlar. Bunların gerçekleştiğini gözleyince tepkileri de azalıyor. Politik istikrarın, IMF veya ABD idaresi ile ya da diğer konularda oluşan olumsuzlukları çözeceğine inanıyor ve bekliyorlar. İyi para kazandıkları Türkiye'yi basit konularla terk etmek istemiyorlar. Önümüzdeki günlerde bir başka şok daha bizi bekliyor. AB ile müzakerelere başlandıktan sonra gündemi devamlı işgal edecek Kıbrıs konusu yanında, IMF ile ortaya çıkan sorunlar ve Fed'in faiz artırımlarına devam etmesi ile sıkışacak uluslararası likiditenin piyasaları sinirlendireceği kesin . Bunun ayak izlerini, bu hafta ortasında duymaya başladık. Ancak, yukarıda ki tablo, piyasaların da katkısı ile uyumun giderek daha yumuşadığını ve etkilerinin azaldığını bize işaretliyor. Bu eğilim devam edecek mi? Özellikle, AB ile başlayacak müzakere sürecinde karşılaşacağımız şoklar karşısında, eğilimin yönü önem kazanıyor. Bekleyip göreceğiz.
|