| |
|
|
Keyifsiz bir pazar yazısı
"Sapıkça" bir kaydın ortaya dökülmesinden sonra yaşanan gelişmeler, aslında "En ileri görüşlü" kesimlerin bile "Kadına bakış açısı sakatlığından" malul olduğunu ortaya çıkardı. Bir okurumdan gelen mektubu sizinle paylaşarak, bu pazar gününde farklı bir bakış açısını sunmak istedim. Kimbilir belki de fikir oluştururken, daha sağlam temellere basarız. "Özellikle size yazmak istedim çünkü yazılarınızda direkt olarak soruna değindiniz ve başından beri sorunun çarpıtılmasına tepki verdiniz. Ayrıca bu sadece Gamze olayı değil, milyonlarca Gamze var. Biri de benim... Bu olay duyulduğundan beri, 64 yaşındaki annemden her tv görüntüsü sonrasında Gamze'yi suçlar sözler duydum. 21 yaşındaki kızım ilk günlerde Gamze'den yana çıkarken, programlar ve gazete yazıları sonrasında Gamze'ye inanmadığını söylemeye başladı. Çevremdeki diğer bireyler, iş arkadaşlarım ve dostlarım için de Gamze ya reklam yapıyor, ya da bir nevi fahişe olmakla suçlanıyordu. Kimse erkek konusunda suçlama getirmiyor, bu görüntülerin yayınlanması konusunda tepki göstermiyor, tam tersine elden ele seyrediyor. Kimse Gamze'nin neler hissetmiş olabileceğini ve yarın neler hissedebileceğini düşünmüyor. Bizim kültürümüzün en büyük ayıplarından biri, erkeğin elinin kiri - kadının alnının kiri olgusu. Bu anlayış nedeniyle milyonlarca kurban acı çekiyor ve susuyor. Ben kendi tecrübemi sunmak istiyorum. 1985'te aile büyüklerimden birinin tacizini yaşamama rağmen, babamın katil olması korkusuyla sustum. Ancak bir yıl sonra bu ağır yükü paylaştığım kişi bana verdiği söze sadık kalmayarak anneme anlattı. Annem, ilk tepki bir yaygara kopartıyor ama neticede o da dahil herkes benim yalan söylediğime inanmayı tercih ediyor. Çünkü öteki türlü namus belasını temizlemek var. Ekonomik açıdan bakınca, o zaman eve kim bakacak!.. Birisi ölürse öteki hapse girerse ne olacak! Sosyal açıdan bakınca herkes ailemizi konuşacak, milletin suratına nasıl bakılacak!.. En kolay çözüm 19 yaşında olanın yalancı ilan edilip, aileden afaroz edilmesi. İtilen ve yalnız bırakılan olunca, size el uzatanlara ihtiyacınız oluyor. Size yakınlık gösterenler de ne yazık ki, çok farklı olmuyor. Kendi çıkarları için sizi kullanıyorlar. Fark ettiğiniz zaman daha da kirli oluyorsunuz. Kazara içinizi birine açtığınızda dönüp sizi bu silahla vuruyorlar. Çünkü biliyorlar ki, koruyanınız yok. Biliyorlar ki, sizin sığınacağınız yerlerde sizi zaten lekeli ilan etmişler. Bu nedenle hep susmaya mahkûmsunuz. Çevremde bu gibi kızları gördükçe onlara hep yardım etmeye çalıştım. Tek yapabildiğim onlarla dost olabilmek ve kendi çocuklarıma buradaki yanlışı gösterebilmekti. Ama Gamze olayı ile gördüm ki, benim başıma gelenleri bilmese bile ben kızıma yeteri kadar eğitim verememişim ki, Gamze'yi reklamcılıkla suçluyor. Demek ki toplum yargılarımız halen aynı ve çoğunlukla başedilemiyor. Sonuç ne olursa olsun Gamze aşırı derecede yaralanacak. Tek sevincim ailesinin yanında olması. İnsanlar birini bir kurşunla öldürünce ceza yiyorlar, adına cinayet deniyor. Peki ya bu cinayet değil mi? 1985'ten bu yana beni kaç kez öldürdüler? Yaşarken öldürülmek, hem de sayısız kez ne demek biliyor musunuz? İnanın ki, bir kerede, bir kurşunla ölmekten çok daha acı verici. Çünkü bitmiyor.. Sürüyor... Hep korku ile yaşıyorum. Sanki yanlış olanı ben yapmışım gibi. Sanki ben suçluymuşum gibi. Oysa bana suçu onlar giydirmişti. Hem de small bedenime, Xlarge bir gömlek gibi. Eğer evlatları idiysem neden doğruyu bulmam için yardım edilmedi, destek verilmedi?.. Şimdi benim çocuklarım var. Eğer benim kızımın başına kendi isteği dışında, hatta kendi isteğiyle böyle bir şey gelse onu yalnız bırakmam. Çünkü o benim çocuğum. Onu seviyorum. Sadece benim istediğim gibi olduğu zaman değil, her zaman seviyorum. Benim istediğim gibi hareket etmediği zaman onu iteleyecek, onu öteleyeceksem onu gerçekten sevdiğimden bahsedebilir miyim? Bunları yazdım çünkü sizin daha da fazla destek vermenizi istiyorum. İnanın çok yorgunum. Bunca yıldır haksızlıkların altında ezilmekten yorgunum. Giydirilenlerden yorgunum."
|