Baykal'dan iki önemli açılım
CHP lideri Deniz Baykal, iki yıl sonra geldiği Mardin'de iki önemli açılımda bulundu. Bunlardan ilki bir süre önce TBMM'de olağanüstü tartışma konusu olan Güneydoğu ve terör konusuydu. Baykal, uçakta bizlere açıklamada yapmak yerine CHP Mardin İl Kongresi'nde bu açılımını dile getirmeyi tercih etti. Baykal'ın açılımı aslında CHP'nin Güneydoğu Raporu'ndan farklı değildi. "Toplumsal Barışın Çerçevesi" adını verdiği açılımlarını özeti şöyleydi: * Silahlar masadan kalkacak. * Burada yaşayan insanların birbirinden farklı soydan, inançlardan, sülalelerden, aşiretlerden geliyor olmasını doğal karşılayacağız. * Burada yaşayan insanlar da bu devletin derin tarihinin içinden geliyor olmanın doğal sonucunu içine sindirecek. * Kimse kimsenin kimliğine meydan okuyamaz, yok saymaya, kendi kafasına göre şekillendirmeye kalkmayacak. * Devletin işi devletin işleriyle olacak. Devletin işi benim kimliğimi yeniden tayin etmek olmayacak. * Eziklik duymadan, üstünlüğe de kapılmadan, herkes ben şu bu soydan geliyorum diyebilecek. * Herkesin ana dilini konuşmasına kimsenin husumeti, meydan okuması olamaz. * Herkes etnik kimliğini özgürce söyler. Kendi soyu sopu ile iftihar edebilir. * Ben farklıyım diye ayrılık kavga da yaratılamaz. Kardeş olmanın yüklediği bir sorumluluk var.
Beni itekleme Baykal'ın bir diğer söylemi Güneydoğu halkına bugüne kadar siyasilerin gösterdiği "Seni kucaklıyorum" yaklaşımından farklıydı. Tam tersine aksine, "Beni itekleme" çağrısında bulundu. "Ben senin evladınım" deyip devam etti: "Ben seni anam babam bilmişim. Bu bölgenin çocuğuyum. Bana, 'Kusura bakma benin akrabam var ona oy vereceğim' diyemezsin. Ben ayrı baş çekeceğim seni kabul etmiyorum deme hakkı kimsede yok. Hele sen kendi iddianı silahla bomba ile mayınla C-4 ile suikast ile çözmeye kalkarsan hiçbir şey yapamazsın." Baykal'ın konuşmasında en dikkat çeken ise "Kürt" kelimesini kesinlikle söylememesiydi. Buna karşın söyleminin ne kadar etki yaptığı her cümlesinin ardından salonda kopan alkış tufanından da belliydi.
TÜPRAŞ benzetmesi CHP lideri, TÜPRAŞ ve Galataport ihaleleri ile Yüce Divan'da eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın yargılanmasına neden olan Türkbank ihalesinin benzer olduğunu savundu. Ardından şu değerlendirme geldi: "Türkiye, zenginliklerinin üzerinden siyasetçilerin pazarlık yapamayacağını siyasetçisine öğretemedi. Buna çok üzülüyorum..." Sözü yeniden İsrailli işadamı Ofer'e getirdi: "İsrail'deki gazeteler bile Ofer için hükümetleri maymuna çevirir diye yazıyor. Şimdi siz gelin de bu söze inanmayın..." Baykal, Başbakan'ın olayın bir parçası olduğu iddiasını birkaç kez dile getirdi.
Yüce Divan'lık İki ihaleyle ilgili Yüce Divan yolunun açılması için çaba göstereceklerini de belirtip ekledi: "Galataport ihalesini iptal etmiş olsa bile Yüce Divanlık. Seri cinayetin üçüncüsü engellendi diye ilk ikisinden muafiyet hakkı doğdu denilebilir mi? Cinayet suç olmaktan çıkar mı? Bunu bu Meclis'in çözmesi zor. Ama gelecek Meclislerde takdir edilecektir."
Yılmaz'a üzülüyorum Baykal sözü eski Başbakan Mesut Yılmaz'a getirdi ve şöyle dedi: "Bir eski Başbakan, bakanlar Yüce Divan'da yargılanmasını üzüntüyle izliyorum. Rahatsız oluyorum." Benzer durumlarla kimsenin karşılaşmaması için dokunulmazlıkların hemen kaldırılması gerektiğini vurguladı. Baykal'ın Güneydoğu, terör ve hükümetin son ihalelerine ilişkin sözleri bunlardı.
|