Barbarları bekleyenler

Oralarda hava nasıl? Buranın havası insanı hiç şaşırtmaz... Yazın yazlığını, kışın kışlığını yapar Bodrum. Temmuz ve ağustosta insanın aklını başından alacak kadar sıcak olur... Akıl baştan gidince yarımadanın bazı büklerinde, densizlik, zıpırlık, görgüsüzlük katsayısı artar... Bazı köyleri son yıllarda fena halde etkiliyor sıcaklar... Daha doğrusu, Bodrum köylerine dışardan gelenlerin bir kısmını etkiliyor. Tıpkı kışın havalar soğuyup inşaat mevsimi başlayınca da yapsatçıların etkilendiği gibi... Havalar soğurken ruhları da soğuyor... Emsalsiz bir açgözlülükle çevreyi yağmalayıp daha çok kar elde edebilmek için yarımadanın her köşesine çirkin evler konduruyorlar... Giderek müteahhitkondulardan oluşan, planlaması dandik büyükkkentçiğe dönüşsün diye uğraşılan canım Bodrum, yapsatçı, vurkaççı ordularının saldırılarına kahramanca direniyor. Yarımadadaki uygarlıklar İsa'dan önceki çağlardan beri hep iştah kabartmış. Hep saldırıya uğramış, hep yağmalanmış... Hep barbarları beklemiş... Dışarıdan gelen saldırılara karşı kendini korumak için hazırlanmış... Barbarlar hep gelip dışarıdan, saldırıp yağmalamışlar yaşamın kendisini, ürettiği kültür hazinelerini-ruhunu söküp götürmüşler Bodrum'un... Marifetlerini müzelerinde sergilemişler ve sergiliyorlar ve de sergileyecekler...

GELMİŞLER BİLE
Deniyor ki, bu sefer barbarlar dışarıdan gelmedi. İçeriden gelip saldırdılar... Biz korkuyla barbarları bekliyorduk oysa barbarlar çoktan gelmişti... Bazen olup bitene karşı kendi kurtarılmış bölgelerini yaratıp düzeysizliğe karşı örgütlenenler, direnenlerde çıkıyor... Karşılaşınca da insanın içi ferahlıyor. "A, yalnız değilmişim, benim gibi de düşünenler varmış" diyorsun. Yüreğine su serpiliyor. Dün Bodrum yarımadasında malum 150 kişinin yapıp ettiğinin dışında kalan hiçbir şeyle ilgilenmeyen medyamızın doğal olarak görmezden geldiği bir olguyu keşfe çıktım. Ankaralı, hali vakti yerinde bir işadamı olan Murat Balkan'ın deniz kıyısındaki 300 dönümlük araziyi kaplayan Termera adlı hayal ülkesine gittim. Yalıkavak yolundan Aspat sahiline sapıyorsunuz, antik Termera krallığının limanı olan bu koyda hiç alışık olmadığınız bir tesis var... 300 dönüm toprakta 200 kişinin yaşayabileceği bungalovlar, muhteşem bir sahil, tertemiz deniz. İki tane açıkhava gösteri alanı, yazlık sinema... Tesisin solundaki Aspat tepesi tarihi kalesi, tepenin dört bir tarafına kayaların içine oyulmuş, Termera uygarlığından kalma evleri demir atölyeleri, marangozhaneler, mermer atölyeleriyle dolaşmak isteyenlerin aklını başından alıyor. Murat Balkan kardeşimiz Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle tepenin eteğindeki antik çağlardan kalma hamamı onartıyor. Bütün yaz boyunca ülkemizin en ünlü heykeltıraşlarından ve ressamlarından bazıları buralardaki atölyelerde mermer yontuyor, resim yapıyor. Amaç Aspat koyunun özgün kimliğini koruyan yapıtlarla, insanların düşün ve sanat dünyasına katkıda bulunacağı ve gelecek kuşaklara aktarılacak bir "açıkhava taş heykel müzesi" ne dönüştürülmesi... Şaşıracaksınız ama çevre zevksiz villa inşaatlarıyla değil mermer heykellerle dolu... Bilgili, görgülü eller doğanın canına okumak yerine canına can katmaya uğraşıyor.

FARKLI BİR BODRUM
Çeviriyorsun başını, gösteri alanlarına bir sürü genç dansçı ya da dansçı olmayı amaçlayan öğrenci, içlerindeki hareketin müziğini rengini, ritmini yakalamaya çalışarak dans ediyor. Başlarında Türk balesinin yıldızları, Alman ve Amerikalı hocalar... Çocuklar bu dans atölyesine katılmak için Türkiye'nin dört bir tarafından gelmişler. İskelenin üstünde bir Amerikalı usta yoga çalıştırıyor. Köy sörfçüler için bir cennet... Fotoğraf sanatını ciddiye alan birkaç kişi her şeyi resimliyor, videoya kaydediyor. "Niye yaptın bütün bunları?" diyorum Murat Balkan'a... "Farklı bir üslupla da turizm yapılacağını göstermek istedim. Aspat'a tatillerini geçirmeye gelen ziyaretçilerin doğal güzellikler ve tarihi değerlerin barındığı ortamda sanat ve sanatçılarla buluşmasını amaçladık" diyor... Bodrum'u içlerini tüketerek değil zenginleştirerek yaşamak isteyenler için bir vaha Termera... Allah'tan barbarları başka türlü bekleyenler de var. Meraklısı için tel (0252) 393 82 50 https://www.aspat.com.tr