kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mahmut Ovur @ SABAH
 

Ata'nın ölümü ve TV yayınları

Türkiye'de televizyon yayıncılığının yasal açıdan nasıl bir kaos içinde olduğu gerçeğine önceki gün dikkat çekmiştik. O dikkatin gereği bir an önce yerine getirilmeli çünkü, tam da o gün bu kaotik televizyon yayıncılığının yarattığı bir başka acı olay medyanın manşetlerine yansıdı. 'Şöhretin kurbanı' genç bir insan Ata Türk, Adana'da bir otel odasında yaşamını yitirdi. Çok değil bir yıl önce bir televizyonda yayınlanan ' Gelinim Olur musun?' programına annesi Semra Türk'le birlikte katılmış ve günlerce medyanın 'en önemli' konusu olmuştu.
Peki ne oldu da Ata Türk ölüme sürüklendi? Bu sorunun cevabı, önceki gün dile getirdiğimiz gibi hem yasal altyapı, hem de yayıncılık açısından devam eden ' kaos' ortamında saklı. Özellikle son on yılda akıl almaz bir bozulma yaşadı televizyon yayıncılığı. Reality show programları, mafya dizileri, gizli çekimler, canlı ' tartışma'lı kadın programları hiçbir ' sosyal sorumluluk' kaygısı taşınmadan doldurdu ekranları.
Sonra ne oldu? Bir programlık ' ünlüler' yaratıldı. Kimi Kumkapı Cinayeti'nden sonra, kimi Cumhurbaşkanlığı önünde soyunmasıyla, kimi de her programa katılarak ' tartışmacı' kimliğiyle bir anda ' ünlü' oldu.
Bu dalgayı daha sonra ' derin devleti deşifre' eden mafyatik diziler izledi. Susurluk Skandalı'nı yaşayan, ' ruhsatlı mafya babaları'nın cirit attığı bir Türkiye'de neredeyse aynı zihniyetin televizyon versiyonları ' halk kahramanları' olup çıktı. Devlet eliyle yaratılan mafya hayranlığı, devlet değişirken televizyonlar tarafından sürdürüldü.
Ardından canlı 'reality yarışma' programları geldi. 'Biri Bizi Gözetliyor', 'Gelinim Olur musun?' gibi... İki ayda veya en fazla üç ayda deyim yerindeyse ' hormonlu' ünlüler yaratıldı.
Ve her yayın döneminde bu tür hazırlıkların biri bitip öteki başladı. Hâlâ da sürüyor. Tüm bunlar, dikkat edilirse ABD gibi özel yayıncılığın sürdürüldüğü bir yerde değil, frekans haklarının devlete ait olduğu Türkiye'de gerçekleşti. Yani bugün kullanılan o frekansların karşılığını kimse ödemiş değil. Bir anlamda tüm bu yapılanlar kamu hakkı ' işgal' edilerek yapılıyor. Her şey bir düzensizlik ve sorumsuzluk içinde.
Genç Ata'nın ölümü aslında ilk değil. Bırakın bunalım yaşayanları, programlar nedeniyle intiharlar, birbirini öldürmeler bile yaşandı.
Burada sadece ' yayıncı sorumluluğu'ndan söz etmiyorum, vahim olan tüm bunların kamuya ait olan frekanslar üzerinden yapılıyor olması.
Peki nerede kamunun sorumluluğu? Türkiye bu sorumluluğun cevabını düşünmeli.
Bu noktada yeni RTÜK yönetimi ve televizyonculuktan gelen başkanı Zahid Akman'a büyük görevler düşüyor. Çünkü, Türkiye, son üç yılda ' sessiz devrim' denilen ciddi bir değişim süreci yaşadı. Ama ne yazık ki eski RTÜK, o değişime ayak uyduramadı. Şimdi yeni bir yönetim var. Başında da ciddi ve başarılı bir televizyon yayıncılığı geçmişi olan Zahid Akman.
Acaba Zahid Akman ve RTÜK yönetimi ' Ata Türk'ün hazin ölümü ile gündeme gelen ' sorumsuz yayıncılık' konusunda neler yapacak? Televizyonlarda yeni yayın dönemi başladı. Duyduğum kadarıyla benzer birçok program planlanıyor. Hâlâ bu ' sorumsuz yayıncılık' hem de ' kamu' adına devam edecek mi? Doğrusu çok merak ediyorum...
Ve son bir nokta: ' Halk böyle istiyor' yalanına artık son verilmeli. Pespayeliğin gerekçesi halk olamaz. Kötü ve asık suratlı programla iyi program arasındaki farkı halk çok iyi biliyor. Bunun da en iyi örneği ' İkinci Bahar' dizisi. Zahid Akman'ın başında olduğu RTÜK yönetiminin bu konudaki uygulamalarını yakından izleyip bu köşede kamuoyuna yansıtacağız.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Star TV nasıl satılacak?   / 19-09-2005
 Park Oteli'ni kim satın aldı?   / 18-09-2005
 Mehmet Kutman'ın önlenemez yükselişi   / 17-09-2005
 Huntington Hatay'a gelecek mi?   / 16-09-2005
 Gereği düşünüldü: 'Mail'deki iddiaların araştırılmasına'   / 15-09-2005
 'Düşmanınızın da insan olduğunu unutmayın!'   / 14-09-2005
 Dünya barış kenti: Nevşehir   / 13-09-2005
 Rapor yazdı, hayvan barınağına 'müfettiş' oldu   / 12-09-2005
 Farkettiniz mi? Okullar açılıyor!   / 11-09-2005
 AK Parti kurmaylarını buluşturan düğün   / 10-09-2005
EMRE AKÖZ
Bazı BJK'lilerin terbiyesizliği
Hemen...
MEHMET BARLAS
Demirel bile "Ülke nasıl idare edilebilir" diye...
İLKER SARIER
Yürüyüş raporu
21 Haziran gün dönümünde başlattığım...
MAHMUT ÖVÜR
Ata'nın ölümü ve TV yayınları
Türkiye'de televizyon...
SAVAŞ AY
Kaynana Semra değil anne Semra
Azerilerin sözüdür.
SAİT GÜRSOY
Açıköğretime kayıtlar başlıyor
Anadolu Üniversitesi'nin...
HINCAL ULUÇ
Galata rıhtımında güzellikler..
"Bana...
Yerim 9.5 numara
Yerim 9.5 numara
"Geçen sene sağdaydım. Şimdi daha çok istediğim yerdeyim. En uçta da...
Korkan kaybeder
Korkan kaybeder
Kariyerimde hiç korkmadım. Korkak bir takımın başında da...
187'nin hikâyesi
Muhalefet partileri sağ-sol demeden ilk kez iktidara karşı blok...
'CHP zihniyeti çöp üretir'
Başbakan Erdoğan, memleketinde CHP'li belediyelere çattı, valileri...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu