|
|
|
|
Kahramanlık ve dehşet öyküleri
Eylül ayının gelmesiyle DVD piyasası da hareketlendi. Bu hafta, aralarında 'Testere' ve 'Cesur Yürek'in de bulunduğu filmler sinema severlerle buluşuyor.
Motorcycle Diaries (Motosiklet Günlüğü)
Geçen yılın en dikkat çekici ve övgüye layık filmlerinden biri Walter Sailes'in 'Motorcycle Diaries' (Motosiklet Günlüğü), olmuştu. 23 yaşındaki cüzzam uzmanı Ernesto Guevara adındaki tıp öğrencisi, 29 yaşındaki biyokimyager arkadaşı Alberto Granado ile köhne, 1939 model bir Norton marka motosiklete atlayıp Güney Amerika'da müthiş bir yolculuğa çıkar. Sekiz ay sürecek bu yolculukta her zorluğa göğüs gererek ilerlerler. Karşılaştıkları insanların dünyası ve yoksulluk onları düşünceden düşünceye sürükler. Peru'da karşılaştıkları cüzzamlılar kolonisi onların hayatını ve dünya görüşünü kökten değiştirecektir. Che'nin gençlik dönemini olağanüstü görüntülerle anlatan bu anıtsal film izlemeye değer. (Umut Sanat / Palermo)
Saints and Soldiers (Azizler ve Askerler)
Bu hafta önemli bir savaş filmi gündemde. 2. Dünya Savaşı'nın en gizli kalmış bölümlerinden biri, tanınmamış ama müthiş usta yönetmen Ryan Little tarafından küçük bir bütçeyle (yaklaşık 900 bin dolar) Utah'ta, gönüllü savaş aleyhtarı yüzlerce figüranın yardımıyla çekilmiş. 'Saints and Soldiers' (Azizler ve Askerler), 1944 Aralık ayında meydana gelen Malmedy Katliamı'nı anlatıyor tüm acımasızlığıyla. Esir kampından kaçan birkaç Amerikalı asker, 15 kilometre uzaktaki müttefik hatlarına ulaşmak için karla kaplı bir alanda kaçış mücadelesi verirken büyük güçlüklerle karşılaşır. Katliama kadar giden süreçte askerler ve subaylar arasındaki ilişkileri ve savaşın çıplak dehşetini anlatabilen az sayıdaki gerçekçi filmden biri. (Avşar Film)
Elektra
'Daredevil'dan sonra gelen 'Elektra' ondan daha cüretkâr. Bir kadın kiralık katil bir baba ile kızını öldürme siparişi alır, ama karşısında şahane bir ninja ordusu ve dövüşçüleri bulur. Film büyük ilgi görmedi aslında; ama bana göre öncekinden daha akıcı ve kavga sahneleri çok çekici (Fox / Tiglon)
Braveheart (Cesur Yürek)
Haksızlıklara direniş ve özgürlük mücadelesi pek çok filme esin kaynağı oldu. 'Braveheart' (Cesur Yürek), İskoçların tarihinden miras kalan bir efsane. 1200'lerde İngiltere Kralı 1. Edward'ın zalim yönetimine karşı duyarsız olan İskoç William Wallace'ın, karısı öldürüldükten sonra 'gönülsüz' ulusal kahraman olarak ortaya çıkışının öyküsü, Orson Welles veya Eisenstein yapıtlarını aratmayacak ihtişamdaki savaş sahneleriyle göz dolduruyor. Her ne kadar duyguları sömürü amaçlı olsa da, film Gibson'ın en iyi oyunculukları arasında her zaman yer alacak. (Tiglon)
Saw (Testere)
Sırada bir de seri katil öyküsü var. 'Saw' (Testere), 'Se7en'a benzer, kedi-fare oyunu üzerine kurulu kanlı ve dehşetli bir öykü üzerine kurulu. Film, Adam ve Lawrence'in birbirlerine bağlı olarak bir hücrede uyanmasıyla başlıyor. Yanlarında bir ölü vardır. Ve sadece sekiz saatleri vardır: Ya ölüm ya da hayatta kalma. Taze yönetmen James Wan birçok eleştirmen tarafından 'son dönemin en iyi filmi' diye tanımlanan yapıtı ile büyük övgü almıştı. Hak ediyor. Gerçekten de şiddet unsurunu bir tarafa bırakmak gerekirse göze aldığı denemelerle dikkatleri çeken bir çalışma Wan'ınki. Baştan sona sürükleyici ve ürpertici. (Lions Gate / Tiglon)
Reservoir Dogs (Rezervuar Köpekleri)
Quentin Tarantino imzalı Reservoir Dogs (Rezervuar Köpekleri), sıradan olabilecek bir soygun hikayesini olağandışı bir kurgu ve sarsıcı bir anlatımla efsaneye dönüştürmeyi başardı. Joe Cabot isimli bir hırsız, oğlu ve her biri farklı takma adlardan oluşan elemanlarla birlikte bir elmas dükkanını soymaya kalkar. Ama bir sebeple ihanet belirir ve ortalık kan gölüne döner. Biri polistir, ama kim? Harvey Keitel ve Steve Buscemi gibi aykırı bir dizi oyuncunun katkısıyla çıkan film, çalçene ama anlamsız diyalogları ve anti kahraman, tuhaf tipleriyle tarihe yazıldı. Tanıklık etmek gerek. (FilmPop / Palermo)
Melis Akman
|
|
|
|
|
|
|
|
|