|
|
Esen'in başına gelen!
Ekonomi servisinde çalışan Esen Evran Toros adında çok sevdiğim bir arkadaşım var. Daha doğrusu ablam. Onun anaç halleri, kokusu; yakınımda olmayan annemi çağrıştırır hep. Biliyorsunuz sürekli ne kadar dağınık olduğumdan bahsediyorum. Önceki gün gazeteden çıkarken fotoğraf makinemin şarj cihazını gazetede unutmuştum. Hemen Esen'imi arayıp dolabına koyması için rica ettim. Esenciğim de bana gelen bir basın bülteninin çantasını alıp içine fazla eşyalarını koymuş. Küçük, kartondan yapılmış, kenarında "Sabah Gazetesi- Rahşan Gülşan" yazan bir çanta. Karşıya geçmek için vapura binmiş. Ve çantayı yere koymuş. Bir adam ise çantaya bakarak tam karşısına oturmuş. Adam bir süre Esen'i süzmüş. Biz evli de olsak bekar da olsak bu tarz göz tacizlerine alışık olduğumuz için pek ses çıkarmayız. Esen de başını başka yöne çevirip oturmuş. Ancak bu adam durmamış ve Esen'e yaklaşıp "Rahşan Hanım ne güzel zayıflamışsınız" demiş. Esen biraz dumura uğramış tabi. Ben olmadığını, sadece çantayı ödünç aldığını anlatmaya çalışmış. Bir yandan da gülme krizine hakim olmaya çalışmış. Bu kısa öyküden çıkan hisseler: 1. Esen zayıf, güzel bir kadındır. 2. Demek ki Rahşan Gülşan zayıflasa otobüste, vapurda kısmetleri çıkacaktır. 3. Bu kısmet denilen ruhani varlığın insanın kişisel artıları ile alakası yoktur, tamamen gramaja endekslidir. 4. Esen aldığın çantayı geri getir!
|