Beşiktaş'ta yağmur var
Ne oldu hocam son durum nedir? Bu konuşmayı dört gün boyunca günde en az 5-10 kez yaptık Gökhan Abur'la... Yağmur yağacak mı? Yağmayacak mı? Bir yıla yakın bir süredir hazırlandığımız organizasyonun gala yemeği tehlikeye girmişti. Çünkü açık havaya göre planlanan yemek kapalı alana alındığında ortada, davetli bin 300 kişiyi birden alabilecek bir salon yoktu... Gökhan Abur ülkemizin en önemli meteoroloji uzmanlarından biridir. Öyle olduğunu da bizim bu olaydaki tahminlerimizle net bir şekilde ortaya koydu. Ben durmadan "Çarşamba akşamı yağmur yağacak mı?" diye soruyordum. O her seferinde "Ben yağmur göremiyorum. Kesinlikle yağmayacak" diye cevaplıyordu. Ama bu arada bütün televizyonlar gümbür gümbür İstanbul'a sağanak yağış veriyordu. Sonunda Deniz Kuvvetleri Kupası resepsiyonunun yapılacağı güne geldik. Abur'la bir kez daha görüştük. "Öyle bakıyorum, böyle bakıyorum yağmur yok. Yağmur görünmüyor ama yağsa bile gece yarısından önce olmaz" dedi. "Hocam kendi düğünün olsa açık havada yapar mıydın?" diye sordum. Cevabı "Yapardım" oldu. Bu arada bizim organizasyondaki arkadaşlar da Ankara'da birilerine hava durumunu soruyorlardı. Ankara'daki arkadaş benim yanımda "Gündüz 3-5 arası Beşiktaş'a yağmur yağacak, akşam saatlerinde de devamı görünüyor" demez mi?
İŞLER ALLAK BULLAK OLDU Bu son telefon bizimkilerin tüm kararlarını değiştirdi. Üstelik otel yönetimi de "riske girmeyiz" diye diretince bizim toplantı kapalı salona alındı. Ve maalesef konuklarımızın hepsini aynı salonda oturtamadık... Ankara'dan Beşiktaş'a iki saat için yağmur yağdıran (!) arkadaşımızın söylediklerinin tek kelimesi doğru çıkmadı ama bizim işleri allak bullak etmeyi becerdi... Bu olayı meteoroloji tahminlerinin ne kadar önemli olduğunun altını çizmek için anlattım. Ayrıca hiçbir şey görüldüğü gibi tam anlamıyla insanın kontrolünde değil. O gece yalnız tüm konukları bir arada oturtamamakla kalmadık, o akşam için planlanan pek çok şeyi de gerçekleştiremedik. Ben bu satırları starttan hemen sonra yazıyorum. Siz okurken tekneler Çeşme için mücadele ediyor olacak. Biz bu işe çok iyi hazırlandık. İnşallah hava ve rüzgar gibi bizim dışımızda olan ortam da sıkıntı yaratmaz. Yelken sporuna yaklaşımda insanı mutlu eden bir yükseliş var. Bunu en net biçimde Büyük Yarış'ta görebiliyoruz. Geçtiğimiz yıl 49 tekneyle yapılan yarışta, bu yıl kayıt yaptıran 67 tekneden 66'sı yelken bastı. Kayıt yaptıranlar arasında verilen tek fire tecrübeli yatçı Samim Arduman'ın geçtiğimiz yıl sattığı Uzma yatı oldu. Uzma sudan bir ekip anlaşmazlığının kurbanı oldu bu yıl. Bu kupa gerçekten de zorlu bir açıkdeniz yarışı. Elbette yatlar arasında teli kopan, yelkeni yırtılan, direği kırılan çıkacak. Mühim olan çok az sayıdaki sporcuların birbirlerini kırmamaları. Kimseyi bilmem ama benim gözlerim bu yarışta Uzma'yı çok arayacak...
|