| |
Mumdan doğru olacak mıyız?
Başkan Bush Amerikan halkını, "İsa Ülkesi'nin kutsal çocukları" diye kazıklayıp, ikinci defa başkanlık seçimlerini kıl payı ile kazandı ama olaylar bir türlü kendisini doğrulamıyor. Katrina tayfununun yerle bir ettiği New Orleans kentinde, İsa'nın çocukları yağmaya giriştiler. Dükkanlarda ne varsa kucaklayıp kaldırıyorlar, polisle yağmacılar arasında yeni bir kuzey-güney savaşı çıkmış gibi Bizimle mukayese edildiğinde halkımızın asaleti unutulacak gibi değil. 17 Ağustos depreminde binlerce apartman yerle bir olmuşken, bakkal çakkaldan bir tek bisküvi bile çalınmadı. Bütün millet herşeyi ile depremzedelere yardıma koştu.
Biz asil olmasına asilizdir de, Nuh dedik mi de Peygamber demeyiz. Lafı AB sürecinde, nasıl ve ne kadar yumuşayabileceğimiz konusuna getirmek istiyorum. İnşallah bir gün AB üyesi olduğumuzda, ortaya nasıl bir manzara çıkacak çok merak ediyorum. Türkiye, AB ülkeleri gibi, mesela bir Almanya gibi, mumdan doğru bir ülke haline mi gelecek yoksa yepyeni bir varyasyon mu oluşacak? Evet, AB üyeliğini, demokrasi, kişi hakları ve hukukun üstünlüğü bakımından çok istiyoruz ama bir "Alman gibi" yaşamak da biraz dayanılmaz gelmiyor mu size de Sadece, donla denize girme hürriyeti, mangal özgürlüğü, kokoreç, şiş kebap, çiğ köfte ziyafetleri, yollarda gazı köküne kadar kökleme eğlencesi, maganda kurşunları, Halkalı ve Gebze trenlerinde kapılara asılarak yolculuk fiyakası falan açısından "bizi hizaya getiremezler", zaten de getirmesinler demek istemiyorum. Bunlar nasılsa bir gün tarihe karışacak.
Fakat şunu merak ediyorum: Tıpkı Almanlar gibi, sistematik ve verimli çalışmaya, paranın değerini öğrenmeye, Alman usülü davranmaya, vergi vermeye, şeffaf bilançolara, emeğe ve sermayeye eşit saygı göstermeye, toplumsal normlara riayet etmeye, polise saygılı davranmaya, kuyrukta başkalarının hakkını yememeye, birbirimizi kazıklamamaya ve yalan beyanda bulunmamaya, her öküzün altında buzağı aramak yerine, söylenen sözleri doğru kabul etmeye ne kadar alışabileceğiz?
Bir başka ifadeyle Can kurtarmaya giden bir ambulansın peşine takılmayı avanta sayan sürücü sürüsü, AB üyesi olduğumuz zaman ne yapacak? Tamam biz AB üyeliğini istiyoruz, elimizden geldiğince de uyum göstermeye çalışacağız ama acil yolları ve emniyet şeritlerini dolduranlar ne düşünüyor bu konuda, siz de merak etmiyor musunuz? Avrupa, tam 1000 yıl, karanlıkta yaşadı. Birbirini boğazladı. Vebadan tifodan kırıldı, o da yetmedi iki cihan savaşında muzzam telefat verdi. Sonunda rıza gösterdiler de, barış ve toplumsal huzur uğruna, kurallara ve yasalara boyun eğdiler. Naturel yaşam tarzlarına ilişkin olarak kişisel özgürlüklerinden büyük oranda taviz verdiler.
Sadece soruyorum: Biz de onlar gibi yaşamayı, adeta birer "otomat makinası" haline gelmeyi içimize sindirebilecek miyiz, yoksa onları da dönüştürüp, ortaya yepyeni bir toplumsal varyasyon mu çıkartacağız? Bizim de çok güzel geleneklerimiz ve huylarımız var be arkadaş! Mesela bir restoranda hesabı ödemek için birbirini boğazlamak gibi!
|