|
|
IMF ile kesişme noktaları
Bu hafta, Mayıs ayında yürürlüğe giren IMF anlaşmasına ilişkin görüşmeler yeniden başlıyor. Sonuçsuz kalan birinci gözden geçirme görüşmeleri, ikincisi ile birlikte yapılacak. Yaklaşık iki hafta sürmesi bekleniyor. Daha sonra, 24 Eylül'de başlayacak IMF-Dünya Bankası Genel Kurul Toplantıları için Washington'a gidecek Türk Heyeti, açıkta kalan noktaları bir kez daha müzakere edecek. AB ile ilişkiler açısından kritik olan 3 Ekim'den sonra da gerekli kararlar alınacak. IMF bu tür gözden geçirmelerde, önce "genel gidişata" bakar. Bu kez cari işlemler açığı hariç, gidişatı beğenmemezlik edemeyecektir. Büyüme, enflasyon, para politikası konularında yorumları olumlu olacaktır . Ancak, yapılan standby anlaşması ve buna bağlı niyet mektubunda bize verilen ödevleri kontrol ettiğinde, sorunlar ortaya çıkacaktır.
Ödevlerin son durumu İkinci gözden geçirmeyi de tamamlayıp, 1,1 milyar SDR tutarında krediyi kullanabilmemiz için, Eylül sonuna kadar performans ve yapısal kriterler olarak öngörülmüş olanları tamamlamamız gerekir. Bunlardan Sosyal Güvenlik ve Bankalar Yasalarının kanunlaşması, en erken Ekim sonunu bulacaktır. Bürokrasisi de ikiüç hafta alır. KİT'lerin yönetişimi ve Gelir Vergisi Yasa tasarılarından da halen bir haber yok. Bunların, dışında en önemli performans kriteri olan faiz dışı fazlanın milli gelire oranının yüzde 6,5'ten aşağı olmaması şeklindeki "kırmızı çizgide" sorunların oluştuğu gözleniyor. OcakTemmuz dönemine ait verilere göre, faiz dışı fazla rakamlarında geçen yıla kıyasla azalma var. Bu azalış sadece Maliye Bakanlığı verilerinde değil, IMF tanımlı faiz dışı fazlada da ortaya çıkıyor. Anılan dönemdeki düşüş, milli gelire oranla 0,8 ile 1 puan arasında. Faiz dışı fazladaki bu düşüş trendinin nedeni, harcamalarda beklenenin üzerindeki artıştan kaynaklanıyor. Gelirler öngörülen programa uygunken, harcamalarda, geçen yılın aynı döneminde ve milli gelire oranla 10 puanlık bir yükseliş var. Bu, reel olarak % 5 oranında bir fazlalığı gösteriyor. Sosyal güvenlik kurumlarına yapılan transferlerde, tarım subvansiyonlarında ve yatırım harcamalarındaki reel değişimler yüksek.
Bu yıl değişik Öte yandan 2005 yılı bir önceki yıla benzemiyor. Birincisi, büyüme bu yıl düşük. Bu gelişmenin getireceği reel vergi azalışlarını yıl sonuna doğru daha belirgin biçimde göreceğiz.. İkincisi, son maaş zamlarının bütçeye getireceği ek 3,7 trilyon YTL yükün kaynak ihtiyacı, harcamalar kalemini zorlayacak. Bu iki gelişmeyi alt alta koyduğumuzda, karşımıza IMF'ye verdiğimiz 26.Nisan.2005 tarihli niyet mektubunun 11. paragrafı çıkıyor. Bu paragrafta diyor ki, "Gerekli olduğu taktirde 2005 yılı kamu maliyesi hedeflerine ulaşmak amacıyla ilave gelir ve harcama tedbirleri alınacaktır." İşte, IMF ile hafta içinde başlayacak görüşmelerde bizi zorlayacak en önemli nokta bu olacaktır. IMF, faiz dışı hedefini tutturmak için alınacak önlemleri soracak, bunları sınayacak, daha sonra da "bu yetmez, zam yapın" diye tutturacaktır. Hükümet de her zaman olduğu gibi, "peki" diyecek, biz de Ekim ve Kasım aylarında yüklü zamlarla karşı karşıya kalacağız. Enflasyonda başlayan kıpırdanmayı hareketlendireceğiz.
|