Serdengeçti: "Cari açık tek başına kriz göstergesi değil"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, cari açığın tek başına kriz göstergesi olmadığını vurgularken, ''bugün Türkiye ekonomisinin koşulları, geçmişten önemli ölçüde farklı. Bu yüzden cari açıktaki artışın, bugünkü koşullarda ve mevcut program uygulaması çerçevesinde krizle sonuçlanması beklenmemeli'' dedi.
Serdengeçti, Merkez Bankası, Dünya Gazetesi ve Kocaeli Sanayi Odası tarafından düzenlenen ''Para Politikaları'' konulu konferansta,son yıllarda dünyada artan finansal ve ekonomik bütünleşmenin, makroekonomik
istikrarın güçlendiği ülkelerde, daha yüksek açıkların sürdürülebilmesine imkan tanımakta olduğunu ifade etti.
''AÇIĞIN NEDENLERİ FARKLI''
Cari açığın tek başına kriz göstergesi olmadığını, geçmişte Asya'da kriz yaşayan ülkelerde cari dengenin fazla verdiğini hatırlatan Serdengeçti, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bugün Türkiye ekonomisinin koşulları, geçmişten önemli ölçüde farklıdır. Bu yüzden cari açıktaki artışın, bugünkü koşullarda ve mevcut program uygulaması çerçevesinde krizle sonuçlanması beklenmemeli. Açığın nedenleri farklıdır. 2001 krizinden önce hem yatırımlar hem de gevşek maliye politikası ve artan bütçe açıkları nedeni ile yurtiçi tasarruflar azalmıştır.Oysa bugün hem toplam yurtiçi yatırımlar, hem de sıkı maliye politikası sayesinde kamu tasarrufları artmaktadır. Dolayısıyla bugün cari açık, geçmişten farklı olarak, yatırımların tasarruflardan daha hızlı artması nedeniyle oluşmuştur.''
KÜMÜLATİF NET SERMAYE GİRİŞİ 26 MİLYAR DOLAR
Diğer taraftan açığı finanse eden sermaye hareketlerinin yapısının değişmekte olduğunu vurgulayan Serdengeçti, şunları kaydetti:''2005 yılı ilk yarısı itibariyle, IMF ve döviz rezervleri hariç yıllık kümülatif net sermaye girişi 26 milyar ABD doları olmuştur. Dalgalı kur rejimi uygulanmakta. Bunun şok emici özelliği vardır.
Finans sektörü daha kuvvetli. Bankacılık sektörünün açık pozisyon miktarı çok daha azdır. Kısa vadeli sermaye teşvik edilmemekte, döviz rezervleri rekor seviyede. YTL suni olarak değerli tutulmamaktadır. Merkez Bankası 2002'den bugüne kadar 29.1 milyar ABD doları döviz alımı yapmıştır. Sıkı maliye politikaları uygulanmaktadır.''
DÖVİZ KURLARI VE FAİZ
Serdengeçti bu arada, döviz kurları dalgalanmaya bırakıldığından beri, Merkez Bankası'nın faizlere yönelik bir politika izlemediğini anlatırken, şunları kaydetti:
''Bugün Merkez Bankası aktif bir para politikası stratejisi, örtük enflasyon hedeflemesi uygulamaktadır. Burada politika aracı, kısa vadede faiz oranlarıdır. Ve kararları alırsın, sadece gelecekte enflasyonun izleyeceği çeyrek yılı tahmin etmek kalır.
Efendim (faizleri değiştiriyor ya da değiştirmiyor, kura bakıyor, ödemeler dengesine, maliyeye, hazineye, bankaya bakıyor.) Bunların hiç birisi doğru değil. Bu politika doğrultusunda gecelik faiz oranlarını belirlemekteyiz. Bugün gecelik faiz oranları yüzde 57'den yüzde 14.25'e gerilemiş bulunmaktadır. Bu tutarlı bir gelişmedir. Faizler bizim istediğimiz seviyelerde olmamasına rağmen, beklenti yönetimi, olumlu beklentiler son 3 yılda özel sektörün üretim-yatırım ve tüketiminin tarihi seviyelerine ulaşmasını sağlamıştır.''
DALGALI KUR POLİTİKASI
Serdengeçti, dalgalı kur rejiminin ''döviz kurunun ekonomik temellerden kopuk bir biçimde aşağı veya yukarı yönlü, kontrolsüz bir biçimde hareket etmesi'' demek olmadığını da söyledi.
Döviz kurunun seviyesini kısa ve uzun vadede belirlendiğini anlatan Serdengeçti, şöyle konuştu: ''Kısa vadede, ekonomik programdaki gelişmeler, kamu borç stoku ve risk primi, bekleyişler, özellikle ödemeler dengesi bekleyişleri, dış gelişmeler, piyasadaki oyuncuların davranışları..
Uzun vadede ise yapısal reformlar ve verimlilik üzerine etkileri, ekonomideki devresel hareketler, ekonomik temeller, enflasyon, büyüme döviz kurunu belirler. Döviz kuru, taşıdığı önem itibari ile finansal istikrarın bir parcası olarak Merkez Bankası'nın her zaman dikkatle izlediği bir değişkendir.
Merkez Bankası, dalgalı kur politikası kapsamında piyasalarda iki türlü işlem yapmaktadır. Birincisi aşırı oynaklığa müdahale, ikincisi ise rezerv biriktirme amaçlı döviz alımları.''
DÖVİZ REZERVLERİ
29 Ağustos 2005 tarihi itibariyle Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin 41.5 milyar ABD doları seviyesinde olduğuna işaret eden Serdengeçti, şunları kaydetti: ''Ancak kamu kesiminin dış borç ödemeleri, 2005-2008 arası 56.4 milyar ABD dolarıdır. Merkez Bankası, bilançosundaki maliyeti, döviz yükümlülüklerini kademeli olarak azaltmak, güven tesisi amaçları ile uluslararası rezerv pozisyonunu güçlendirmeye yönelik, şeffaf, önceden açıklanan bir program çerçevesinde döviz alımları yapmaktadır ve yapmaya da devam edecektir. Dünya örnekleri de, dalgalı kur rejimi olsa bile, ülkelerin yüksek döviz rezervlerine sahip olmayı tercih ettiklerini göstermektedir.''
(AA)
|