|
|
|
|
Joe Dalton kadar kötüyüm
Keloğlan Kara Prens'e Karşı'nın 'Kara Prens'i Özcan Deniz, canlandırdığı karakterin, Red Kit'teki Joe Dalton karakteri kadar kötü olduğunu söylüyor. Ancak Deniz, bir sinema filminde 'kötü adamı' oynamayı kendisi için riskli bulmadığını söylüyor: "Farklı karakterlerle oyunculuğumu zenginleştirmek isterim".
İlk kez bundan beş yıl önce gündeme gelen ve masal kahramanı Keloğlan'ın hikayesini beyazperdeye taşıyan 'Keloğlan Kara Prens'e Karşı'nın çekimleri devam ediyor. Tayfun Güneyer'in yönetmenliğindeki film, henüz çekimlerine başlanmadan önce 150 salona 6 hafta zorunlu gösterimde kalma şartıyla satılmış ve büyük ses getirmişti. Başrollerini Mehmet Ali Erbil, Özcan Deniz ve Ahu Türkpençe'nin paylaştığı 'Keloğlan Kara Prens'e Karşı' seyirciye eğlenceyi vaat eden bir proje. 6 Ocak'ta vizyona girecek olan filmde 'Kara Prens' karakterini canlandıran Özcan Deniz, uzun zamandır hayalini kurduğu fırsatı bu proje ile yakaladığını söylüyor. Sezonun lokomotiflerinden biri olmaya aday olan filmin Topkapı Sarayı içindeki Aya İrini'de gerçekleşen çekimleri sırasında konuşan Özcan Deniz, oyunculuk uğruna müziği ikinci plana attığı yönündeki düşüncelere isyan ediyor: "Bunu düşünenler büyük bir yanılgı içinde. Çünkü ben iki işi de aynı anda yapabilecek kadar yetenekli ve çalışkanım."
'BAŞARILIYIM' DEMEK İSTİYORUM'
* Her ne komedi tarzında olsa da, bir sinema filminde kötü adam rolünü oynamak riskli değil mi? Benim canlandırdığım Kara Prens, bildiğimiz kötü adam değil. Red Kit'te Joe Dalton ne kadar kötüyse, Kara Prens de o kadar kötü bir karakter. Çizgi filmdeki Joe Dalton insanlarda nasıl bir izlenim bırakıyorsa, Kara Prens de öyle bir izlenim bırakacak izleyicide. Karındeşen Jack izlenimi bırakmayacak türde bir karakteri canlandırıyorum.
* Hani klişeleşmiş bir düşünce vardır; 'nasıl başlarsan öyle gidersen' şeklinde... Karındeşen Jack izlenimi verecek bir rolü de oynamak isterim. Çeşitli karakterlerle oyunculuğumu zenginleştirmek isterim. Ben 'nasıl başlarsan öyle gidersin' düşüncesine katılmıyorum.
* Bir komedi filminde rol almayı çok istediğinizi biliyorduk. Bunun nedeni neydi? Üç yıldır bir komedi filminde oynamayı istiyordum. 'Neredesin Firuze' ile küçük bir deneme yaptım. Ben oradaki oyunculuğumu çok başarılı bulmadım. Bu nedenle bu filmde daha dikkatliyim. Bu kez kendimi izlerken 'evet başarılı oldum' demek istiyorum.
'TEKRARLAR DOĞALLIĞI BOZUYOR'
* Komedi oyunculuğunun çok zor olduğu söylenir. Özel bir çalışma yaptınız mı? Hayır, özel bir çalışmam olmadı. Akşamları oturup komedi filmlerinden kopya çekmiyorum. Neyim var, neyim yoksa yönetmene sunuyorum. Çok fazla özel çalışma yapmak, sabahki sahnem için gece oturup konsantre olmaya çalışmak bende ters etki oluşturuyor. Öyle yapınca strese giriyorum. Sabah sete gidiyorum ve benden isteneni yapıyorum. Aslında geceden hazırlanmadan sete gelmek daha doğal bir oyunculuk çıkarıyor ortaya. Çünkü çoğu zaman tekrar çekimlerde en güzel sonucun ilk çekimlerde çıktığını görüyoruz. Bunun nedeni doğallık. İkinci veya üçüncü tekrarlarda isteseniz de istemeseniz de geriliyorsunuz ve doğallığınızı kaybediyorsunuz.
* Oyunculukta rüştünüzü ispatladığınızı düşünüyor musunuz? Birkaç projede yer alarak rüştümü ispatlayacağımı düşünmüyorum. Önümde daha o kadar uzun bir yol var ki... Oyunculuk benim için daha çok yeni bir kariyer. Bu kadar az projede yer alarak "Tamamdır ben artık oldum. İyi bir oyuncuyum" iddiasında bulunamam. Ne var ki oyunculuğa olan ilgimi, bilgimi ve ne kadar ciddi olduğumu ispatladım. Yer aldığım hiçbir projede ne iddiasız oldum ne de cılız gözüktüm. Ben iddialı bir oyuncu olmak için bu işe dört elle sarıldığımı söylüyorum. Oldukça zaman harcıyorum ve emek veriyorum.
* Oyunculuk üzerine yazılmış kitaplar okuyor musunuz? Evet, oyuncu büyüklerimin bana tavsiye ettiği 'Oyunculuğun El Kitabı', 'Piyes Yazma Sanatı' ve 'Sinema Sanatı' adlı kitapları okuyorum. Okumakla çok iyi oyunculuk sergilemek mümkün değil ama. Sadece oyunculuk sanatıyla ilgili genel bilgilerimi artırıyorum. Kitapların oyunculuğuma güç kattığını söyleyemem. Zaten bu amaçla da okumuyorum.
'İKİ İŞLE HAYATIM ALT ÜST OLMADI'
* Peki oyunculukla müzik arasındaki dengeyi korumak için benimsediğiniz strateji nedir? Oyunculuk yaparken daha farklı bir yaşam tarzını benimsemeniz, kendinizi geri planda tutmanız gerek. Sürekli göz önünde olmamanız gerekir ki, canlandırdığınız karakterin inandırıcılığı olsun. Müzik dünyasında ise tam tersi. Kendinizi saklamamanız şart. Ben her iki işi birden yaptığım için bir baskı altında olduğumu kabul ediyorum. Oyuncu Özcan Deniz'i saklamam gerekirken, şarkıcı Özcan Deniz'i göz önünde tutmam gerekiyor. Sanıyorum her iki işi birbirine çakıştırmamayı başarmış olmalıyım ki hayatım altüst olmadı. Ne var ki işleri çakırtırmamak için çok zorlandığımı itiraf ediyorum. Deneyim kazandıkça bu baskıdan zarar görmemeyi başarıyorum.
MEHMET ÇALIŞKAN - MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|