|
|
|
|
|
Alışmamaya dikkat ediyoruz
|
|
Jean Todt 20 yıl önce ilk kez İstanbul'a gelmiş. Geçen yıl da Şanghay'a giderken geçiş şehri olarak kullanmış, o kadar. "Bu sefer biraz gezmeye fırsatım oldu" diyor. "Boğaz'da tur yaptık. İstanbul gerçekten büyüleyici. Kültürünüz, geçmişten gelen izleriniz etkileyici. Boğazın kıyısında yemek yedik." Jean Todt bir kez evlenmiş. 27 yaşında bir oğlu var. "Kimsenin haberi yok ama oğlum burada ve o da yarışıyor" diyor. Dev Ferrari ekibini yöneten bu küçük Fransız adamın gönlü aktris Michelle Yeoh'ta. Michelle'i 007 Bond filminin çekik gözlü dilberi olarak hatırlayabilirsiniz. Hani estetik hareketlerle oradan oraya atlayıp zıplayan Bond kızı vardı ya, işte o. Özel hayatını konuşmayı sevmediğini bildiğim için ilişkisini hiç sormadığım Todt röportajın bitiminde kendi anlatıyor. "Nişanlıyız." Jean Todt 26 şubat 1946 Pierrefort doğumlu. Babası son derece başarılı ve saygın bir doktor olan Jean Todt "Motor ve araba tutkusu kendimi bildim bileli var" diye anlatıyor. "Çevremde otomobillerle uğraşan kimse yoktu. Ama küçüklüğümden beri bu sporun içinde olmayı hayal ettim." Peki o günkü hayallerin arasında bugün geldiğiniz noktada olmak var mıydı? İlk defa bir gülümseme görüyorum dudağının kenarında belli belirsiz. Yakaladığımı fark edince toparlanıyor, ciddileşiyor. "Hayal bile edemezdim. Ferrari bir hayat biçimi, bir dünya görüşü. Hayır kesinlikle bunu hayal etmedim." Otomobil serüveni yardımcı sürücülükle başlamış. Genç yaşta Dünya Ralli şampiyonu olan ekipte yer alan Todt, bu başarısını başka gruplar için de devam ettirmiş. Kısa sürede 3 dünya şampiyonluğu daha gelmiş. Ardından Peugeot ailesi ve Ferrari. Todt'un Ferrari'de, 1994'te başlattığı başarı rüzgârı bugün hâlâ esmeye devam ediyor. Yaptıklarını anlatırken, arkasına yaslanıyor. "Yarış bir ekip işidir. Ekibin parçası olmak güzeldir. Ekiple yarışmak farklı bir duygudur." "İyi ama" diyorum. "Schumacher bir röportajda sizinle ilgili, 'Ben kazanmıyorum o beni yönetiyor. Aslında Todt kazanıyor' dedi." Todt soruyu sevdiğini belli etmemeye çalışarak anlatıyor. "Hayır canım. Tabii ki yönetiyorum ama önemli olan ekip işidir. Bizim ekipte herkes aynı düşünür, herkes aynı hisseder. Bazen büyük fırtınalar yaşarız. Bazen büyük başarılar kazanırız ama hiçbirine alışmamaya özen gösteriyoruz. Yarış ne olacağıyla ilgilidir geçmişte ne olduğuyla değil. O yüzden kenarlara bakmadan önümüze bakarız."
|
|
|
|
|
|
|
|
|