|
|
Görüntünün gücü
PAULO Coelho'nun Vatan Kitap'taki yazısından öylesine etkilendim ki sizlerle paylaşmak istedim. Pazar günü şöyle bir arkanıza yaslanıp "Neyi yanlış yapıyorum?" diye düşünmeniz için. Sizi rahatsız eden görüntülerin ne olduğunu anlamanıza yardımı olsun diye. Bir hesap yaptım, bende öylesine çok ki... Hele bu aralar... "Bir Peru efsanesi bütün sakinleri mutlu olan bir şehirden bahseder. Şehirde sadece belediye başkanı mutsuzdur çünkü idare edecek, yönetecek hiçbir şey yoktur. Hapishane boştur, mahkeme hiç kullanılmaz ve noter para kazanamaz çünkü bu şehirde bir insanın sözü bir kağıt parçasından daha değerlidir. "Burada otoriteye ihtiyaç var" diye düşünür başkan. Ve insanların merkezi hükümet tarafından çıkarılan absürd kanunlara uymaları için elinden geleni yapar. Ancak kimse umursamaz. Derken belediye başkanının aklına bir fikir gelir. Çok uzaklardan işçiler getirip şehrin meydanına bir şey inşa ettirmeye başlar. Bir öğleden sonra herkesi açılışa davet eder. Başkan bütün vakarıyla panelleri kaldırtır ve ortaya bir darağacı çıkar. İpi rüzgarda salınan, alt kapağının demiri pırıl pırıl parlayan ve güzelce yağlanmış yepyeni bir darağacı. O andan itibaren insanlar daha hüzünlü olmaya ve doğru davranıp davranmadıklarından emin olamamaya başlar. Önceden konuşarak hallettikleri meseleleri halletmek için mahkemeye gitmeye başlarlar. Önceden birbirlerine verdikleri sözler için noterde evrak tescil ettirirler. Ve kanunlara karşı gelmekten korktuklarından her konuda belediye başkanını dinlemeyi tercih ederler. Efsane darağacının hiç kullanılmadığının belirtilmesiyle sona eriyor. Ama varlığı bile her şeyi değiştirmeye yetmiş."
|