kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Balcicek Pamir @ SABAH
 
Ailesine düşkün diyorlar ama sevgilisine ne demeli?
Alman doktorun gözüyle
Kızgın güneşin altı
Futbol ligi başladı

Ailesine düşkün diyorlar ama sevgilisine ne demeli?

Geçenlerde bir kadın okuyucum yazmış. Röportaj yaptığım pazartesi konuklarından biriyle ilgili. Özel olduğu için ismini açıklayamıyorum. Diyor ki: "Röportaj yaptığınız kişiye aşıktım ben. Bana hayatta durduk yerde 'Nasılsın?' diye soran ilk insandı. Belki de, hatta son insandı diyebilirim. Çünkü ondan sonra hiç kimse sormadı. Onu çok severdim ama her şeyi ile benden bir numara büyüktü. İnanır mısınız onca zaman geçmesine rağmen onu hala unutamadım." Müthiş çarptı bu mail beni. Öylesine içten öylesine gerçekti ki... "Sahi" diye düşündüm. En son kime tamamen durduk yerde ama hissederek "Nasılsın?" diye sordum? "Ne var ne yok" ya da sabahları karşılaşınca söylenilen "Nasılsın"lardan bahsetmiyorum. İçten gelen bir "İyi misin?" cümlesini kastediyorum. Gerçekten karşınızdakinin iyi olup olmadığıyla ilgilendiğiniz o cümleden. Röportajların zor kısmı sadece soru-cevap bölümü değil, inanın. Randevu alabilmek, karşısına oturabilmek, yaklaşık bir saatte hiç tanımadığınız birini hayatının gizli kalmış yönlerini anlatmaya onu ikna etmek... Bunlar tabii ki zor. Ama bir de madalyonun diğer tarafı var. Geçenlerde yine Pazartesi Sohbeti'ne konuk olan biri hakkında bir telefon aldım. Telefondaki kadın (ki o da başarılı bir işkadını) "Nasıl yaparsınız?" diye bağırıyordu. "Nasıl yaparsınız? O kadın kocamı baştan çıkardı, bizi boşanmanın eşiğine getirdi, siz nasıl olur da onu makbul bir şey gibi sunarsınız?" İnsan bu gibi zamanlarda ne söyleyeceğini şaşırıyor. "Özel hayatını değil, yaptığı işleri konuşmak için gitmiştim" falan gibi bir şeyler gevelediğimi hatırlıyorum. Telefonu kapadıktan sonra uzun süre kendime gelemedim. Ya gelen mailler? *O sizin yazdığınız kadar cömert biri değil, aksine bakkala bile borcu var. *Ailesine düşkün olduğunu söylüyor ama 22 yaşındaki sevgilisine ne demeli? *Dinine sahip çıkıyor ama asla namaz kılmaz, biliyor musunuz? Hayır bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum galiba. Diyorum ya, biriyle röportaja giderken çalışıyorum çalışmasına ama böylesine özel bilgileri öğrenemiyorum tabii. Hoş öğrensem ne olacak? Avrupa Birliği konuşurken "Türkiye'nin sorumlulukları diyorsunuz ama öğrendiğim kadarıyla sizin bakkala borcunuz varmış, önce onu bir ödeyin" mi diyeceğim? Ne anlatıyorlarsa onu aktarıyorum, dümdüz. Bazen yorumlarımı da katıyorum tabii, portre haline getiriyorum söyleşiyi. İsterdim "Hayatta bana 'nasılsın' diye soran tek insandı" bilgisine önceden sahip olmayı. O gözle bakardım konuğuma, öyle derin sohbetlere dalardım belki. Ama o kadar işte, ben hayata pozitif bakıyorum, suç mu? Bardağın dolu tarafını tercih ediyorum. Sahi bunu mu istiyorsunuz ey okuyucu? Gerçekten de röportajlarda bile "Biri bizi gözetliyor" havası mı arıyorsunuz? Var yüzlerce magazin röportajı, niye ille de benimkiler? Nasılsınız bugünlerde? İyi misiniz ey okuyucu?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ailesine düşkün diyorlar ama sevgilisine ne demeli?   / 07-08-2005
 Zor iştir selam vermek   / 31-07-2005
 Bir gölün kaç rengi olur?   / 24-07-2005
 Fakir ama onurlu manikürcüyle kaynak ustasının aşkı   / 17-07-2005
 İçki servisini başlatın yoksa herkes alkolik olacak   / 10-07-2005
 Aşk ve nefret. İnce bir çizgi...   / 03-07-2005
 Erzurum'dan Harvard'a   / 26-06-2005
 Ben evinize aşık oldum   / 19-06-2005
 Bu bir aşk hikayesidir   / 12-06-2005
 Cep telefonu fırlatma yarışması   / 05-06-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Süs havuzuna girmek yasak
Adı üstünde süs havuzu...
MEHMET ALTAN
Kediler insanı delirtir mi?
Asabi birisiyle karşılaşınca...
REFİK DURBAŞ
Tokat'ın hali, "Kardelen"
Tokat'ta Çekenli iş merkezi...
KAZIM KANAT
Bir kaşıkta 20 mantı olmalı yoksa o kız evde...
Pistteki hız onlara yetmiyor
Pistteki hız onlara yetmiyor
Dünyada en çok kazanan sporcuların başında gelen Formula 1'in...
Denizi olmayan şehri kim sever ki!
Denizi olmayan şehri kim sever ki!
İstanbul kendini sürekli Ankara ile kıyaslar ve üstünlük kurar. Oysa...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.