| |
|
|
Uğraşmayın şu Ahmet'le..
Medyada bir Ahmet Hakan düşmanlığı var. Ahmet Hakan'ın değişimi sorgulanıyor. İslamcı kimliği ile yeni çizmeye çalıştığı portre arasındaki tutarsızlıklar ele alınıyor. Ve "İslamcı kimliği" ön planda bu arkadaşımızın son dönemdeki tavrı sorgulanıyor. Tabii bunlar da "Medya polemikleri" dışında pek bir şey yazmayan Ahmet Hakan Coşkun'un ekmeğine yağ sürüyor. Oysa ben Ahmet Hakan'a yönelik tavrı "Yersiz" buluyorum. Çocuk değişmek istiyor. Buna saygı duymamız lazım. Din görevlisi olduğu söylenen bir babadan olma, dini eğitim almış bir genç, para kazanıp ufkunu açtıkça yeni hedeflere yelken açmaya çalışıyor. İstanbul'un şık mekanlarını tanımak, Nişantaşı'nda keyif yapmak, Ortaköy'de eğlenmek, Roma'yı, Paris'i görmek istiyor. Yaşam standardını değiştirmek amacında.. Daha da ötesi sınıf atlamak, katılmak istediği sınıfın standartlarına uymak istiyor. Bu yüzden de "Geldiği sınıfın" mensuplarının camileri doldurup dua ettiği Regaip Kandili gecesinde, Ahmet Hakan Coşkun "Buzada" da yaşgünü partisi veriyor. Buna kızanları anlamıyorum. Tam aksine memnuniyet duymaları lazım. Çünkü Ahmet Hakan Coşkun'un tavrından anlaşılıyor ki, Türkiye'de en azından bazıları için "Radikal İslamcılık" bir "Tercih" değil, bir "Zorunluluk." O zorunluluğun şartlarından kurtulduğun zaman hızla terkedebileceğin içten gelmeyen bir "Zoraki duruş." Keşke bütün "Radikal İslamcıların" çözülmesi Ahmet Hakan Coşkun'unki gibi kolay olsa. Fert başına milli gelir arttıkça, sorun azalsa..
|