|
|
Bu iş Kıbrıs'a dönmesin
Başbakan "Kronikleşmiş" sorunlara el atma cesareti konusunda Özal'ın bile önünde. Bunun en güzel örneğini Kıbrıs sorununa yaklaşımında gördük. Başbakan Erdoğan'ın yerinde bir hamlesiyle Kıbrıs'ta asıl uzlaşmaz tarafın Rumlar olduğunu gösterdik. Ama o kadar. Ne tanınma yolunda, ne Kıbrıs'ın Türkiye'nin AB üyeliğine engel teşkil etmesi konusunda olumlu bir gelişme sağlayamadık. Çünkü bu sorunda karşı cepheyi teşkil eden Rumlar ve AB üyeleri Türkiye'ye karşı "Samimi" bir tavır içinde olmadılar. Başbakan Erdoğan şimdi aynen Kıbrıs konusunda aldığına benzer bir risk alarak Güneydoğu sorununa yeni bir açılım getiriyor, bir el uzatıyor ve riskli bir jargon kullanıyor. Acaba Başbakan'ın el uzattığı taraf iyi niyetli mi? Bence değil. PKK'nın siyasi uzantısı olduğu bilinen taraflardan yapılan açıklamalar "Samimiyetsizlik" dolu. Hâlâ terör örgütünün cümlelerini kullanıp "Karşılıklı silah bırakmaktan" söz ediyorlar. Hâlâ "Kendilerince" bir demokrasi anlayışı geliştiriyor ve buna karşılık verilmesini istiyorlar. Allah aşkına, Kürtlerin önde gelen isimlerinden biri olduğu halde PKK'nın çizgisini eleştirme cesaretini gösteren Hikmet Fidan'ı "Katledip" sonra da teröriste gönderdikleri cenaze arabasını, bu adamın cenazesine göndermeyenlerle "Hangi samimi" platformda konuşacağız? Bu sorunun "IRA sorunu" gibi çözülmesini isteyen Başbakan'ın, IRA'nın benzer bir hesaplaşma sonrasında kendini nasıl sorguladığını görmesi gerek.
|