| |
PKK'yı IRA gibi bitirmek
Başbakan Erdoğan'ın bugün Diyarbakır'da işi hiç kolay değil... Çünkü herkes ondan bir "mesaj" bekliyor. Ancak, herkesin duymak istediği mesaj farklı... Bizce Erdoğan'ın aydınlarla görüşmede çizdiği çerçeve kamuoyunun geniş kesiminin desteğini alabilir: Demokratik açılımlar için önce terör bitmeli....
Başbakan Erdoğan, aydınlarla yaptığı görüşmede PKK terörünü kastederek, "İnşallah bizde de bu sorun İrlanda'da olduğu gibi biter" dedi. Aslında Türkiye bu konuda en büyük fırsatlardan birini geçen ay, tarih vermemiz gerekirse, 6 Temmuz'da yakaladı. Ancak değerlendiremedi. İngiltere ve Kuzey İrlanda'da IRA taban desteğini yitirdiği için silah bırakmak zorunda kaldı. Halkın IRA'dan sırt çevirmesine ise, örgütün bir faili meçhul cinayeti neden oldu. Bu yıl başlarında Robert McCartney adlı Kuzey İrlandalı bir Katolik, bir IRA üyesi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Hem de 70 kişinin gözü önünde. Görgü tanıklarının hiçbiri polise bilgi vermeye yanaşmadı. IRA dehşeti ve baskısı yüzünden. Ancak hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir şey oldu; McCartney'in beş kız kardeşi "IRA'nın katillerinden korkmuyoruz" diyerek meydan okudu. Bu çıkış olağanüstü etki yarattı. IRA kadınları susturmak için "kan bedeli" teklif etti, daha ileri gidip "Katili size teslim edelim, aynı şekilde öldürün" dedi. Sonra bir kamuoyu araştırması yapıldı. Sonuç: Kuzey İrlandalı Katolikler'in yüzde 80'i IRA'nın silah bırakmasını istedi, yüzde 75'i ise örgütün dağıtılmasını. İşte bu toplumsal baskı sonucu IRA geçen ay sonunda silah bıraktığını açıkladı. 6 Temmuz'da da Diyarbakır'da Öcalan muhalifi bir Kürt aydını, Hikmet Fidan, PKK militanlarınca öldürüldü. Örgüt belki de ilk kez suçüstü yakalanmıştı. Kürt aydınlar ayaklandılar, bildiriler yayınladılar. Hâlâ birçok Kürt sitesinde imza kampanyaları yürütülüyor, tıpkı İrlandalı 5 kız kardeş gibi "Korkmuyoruz" mesajları veriliyor. Öcalan bile cinayeti örgütün işlediğini kabullendi, geçen hafta İmralı'dan kardeşi Mehmet Öcalan aracılığıyla "Hikmet Fidan öldürülmemeliydi" eleştirisi gönderdi.
Alacakaranlık figürleri Bu cinayetin faili ya da failleri yakalanabilseydi, PKK tam anlamıyla köşeye sıkıştırılmış, taban desteğine ağır bir darbe indirilmiş olacaktı. Ve kimbilir, tıpkı IRA gibi çözülme süreci başlayacaktı. Bakın o zaman alacakaranlık kuşağında dolaşıp duran DEHAP'tan, Leyla Zana ve arkadaşlarına, Osman Baydemir'den Feleknaz Uca'ya kadar uzanan o malum çevreler, "İki tarafa da eşit mesafede" olabilirler miydi? Gezi öncesi böyle ikircikli, hatta ikiyüzlü demeçler verebilirler miydi? "Silahlı militanlarıma dokunma, üslendikleri yerlerden uzak dur" anlamına gelen "Operasyonlar da dursun" çağrıları yapabilirler miydi? Bizce Erdoğan, Güneydoğu halkının hâlâ ciddi bir bölümünü tutsak alan örgüt korkusu perdesinin yırtılabilmesi için, bugün Diyarbakır'da yapacağı konuşmada bu konuya mutlaka değinmeli. Çünkü ancak özgür insanlar, demokratik haklarını kullanabilirler. Başbakan'dan beklenen mesajlara gelince... Elbette demokrasi şemsiyesinin genişletilmesinden söz edecek. Terörle mücadelenin daha çok demokrasi sürecini etkilemeyeceği güvencesi verecek. Tabii geçen yıl Meclis'te kabul edilen Ulusal Program'da yer alan Güneydoğu'yla ilgili taahhütleri hatırlatacak. Bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının azaltılması, Bölgesel Kalkınma Ajansı Kurulması gibi... Bu soylu amaçların yanı sıra bölge halkının küçük ama günlük yaşamlarını zehir eden ayrıntıları da ihmal etmemesinde yarar var: Terör mağdurlarının tazminatlarının geciktirilmemesi, evlerinden edilenlere konut ya da kira yardımının tüm mağdurları kapsaması, yeşil kart dağıtımında ayrımcılık şikâyetlerinin ortadan kaldırılması gibi. Erdoğan'a bugün Diyarbakır'da, Diyarbakırspor'a da yarın Kadıköy'de başarılar diliyoruz...
|