Bir yere gidiyorum, yine geleceğim...
Bu yaz... Benim başım döndü. Sizinkini de döndürdüm. Dipsiz Kuyu yazın sık sık kuruyayazdı. İki kez "yüreğimin götürdüğü yer" e gittim. Bedenimizin bu mevsiminde o yer hastaneydi. Bu kez, yüreğim benim değil, ben onun elinden tutuyorum; dinlendirmeye götürüyorum. Dinlenirse dinginleşir mi, bilmiyorum. Lakin, biraz sükunete, daha da önemlisi, yurtta, dış temsilciliklerde ve her yerdeki gerilimlerden biraz uzak durmaya ihtiyacı var diye düşündüm. Teşhis ve tedavide anlaşamayan doktorların da uzlaştığı nokta burası: Azıcık kafana göre takıl demeye getiriyorlar. Öyle ki, "Doktorlardan uzaklaş" diyen doktor bile var. Ama bu naz niyazı hangi ülkede yapıyorum: Hastanede doğduğu halde, daha doğrusu o gün o hastanede bulunduğu için ölen bebeklerin ülkesinde. Çocuklarına ücretsiz aşı yaparken pahalısından sakınan devletimizin ülkesinde. Çöp kutusunda bomba, askeri yemekhanede patlayıcı, tarlada mayın, hücrede ölüm... yollar zaten kan gölü ve yoksulluk bebekleri, çocukları, bedenleri, zihinleri kemiriyor ülkesinde. İnsanın kendini düşünürken, kendine dönerken, kendini dinlerken, kendini dinlendirirken bir an durup utanabildiği sınır taşı bu. Sınır taşım, sinir taşım benim. Daha çok ihlal edeceğiz elbette. Bazen önden koşmaya, bazen peşinizden yetişmeye... Bazen sağa sola bakmadan, bazen şöyle bir nefes alıp etrafı süzerekten... Hiçbir başa kuyruk olmadan... Başına buyruk olaraktan... Şöyle dalgalanıp duracağız. Böyle de. Ama asla "öyle" değil! Kusurumuz, yanlışımız, herhangi bir umursamazlığımız üzecek, kahredecek yine... Bazen, sanki burada, biz üzülmezsek, biz yanmazsak, bir yerde bir yürek eksik olacak gibisinden endişeye kapılacak... Sonra, teselli bulacağız: Sen olmasan da olur, diye fısıldayacağız. O yüzden... Affınıza sığınarak... Bir süre kaçıyorum. Deyin ki, çok sıcaktı, kuyu suyu buharlaştı. Buhar, elinde yüreği, şöyle sakin sakin dolaştı. Belki uçup gider, belki bulut olur, yağmur olur, yeniden düşer. Kuyu elbet yine suya aç olur. Elbet dipsizliği yeniden dolmaya koyulur. Artık bulut ona yeter mi, suyu taşar mı, kimin umurunda olur. İyilikler dileğimle. Kendinize tamam da, birbirinize de iyi bakın.
|