|
|
|
|
|
|
'Aldatmayı kabul etmem' diyenler bile değişiyor
"Kadın veya erkek fark etmez, bir ilişkide aldatma kabul edilemez" diyenler eskiden çoğunluktaydı. Artık "İlişkinin heyecanı kaçınca her iki taraf da kaçamaklar yapabilir" diyenler arayı kapatıyor.
Gelelim toplumun en hassas, kafaların en karışık olduğu konuya... Kimse sevdiğini bir başkasıyla paylaşmak istemiyor ancak yaşamı boyunca da bu korkuyu içinden atamıyor. Çünkü biliyor ki, sevdiğinin gönlü her an bir başkasına kayabilir ve ihanete uğrayabilir. Peki, sınırları nerede başlıyor ihanetin? Kimileri için düşünmek bile aldatma sayılırken, bazıları bir kerelikten bir şey çıkmayacağını düşünüyor. İnsanoğlunun tek eşli değil de çok eşliliğe uygun olduğunu savunanların sayısı bir hayli fazla. Ama yalnızca erkek cinsinin! Erkeğin aldatmasına hoşgörü ile yaklaşılırken, bir gecelik kaçamağı hatta eve kuma getirmesi bile normal sayılırken, söz konusu kaçamak kadına ait olunca işler değişiyor. İhanetin bedeli kanla bitebiliyor. Aldatmanın bile erkeklerin tekelinde olduğu bir ortamda kadınlar ne düşünüyor peki?
FARKLI GÖRÜŞLER Her ne kadar başta "asarım, keserim, boşarım" teraneleri okunsa da, başa geldiğinde tepkiler değişebiliyor. İşin içine öfke, terk edilme psikolojisi, gelecek endişesi, kıskançlık krizleri girince kadının ne yapacağı belli olmuyor. Kadının aldatmasına gelince, durum sanıldığından epey farklı! "Aldatma" der demez ikiye ayrılıyor kadınlar:
1- Kesinlikle karşı olanlar. 2- Esnek davrananlar... Onlar da kendi aralarında bölünmeye uğruyorlar. Mesela, başta "kesinlikle olmaz!" diyenlerle konuştukça görüyorsunuz ki aralarında; a- "Her iki tarafın aldatmasına karşı olanlar" olduğu gibi, b- "Erkek aldatabilir, kadın aldatmaz" diyenler de var. Olabilir diyenler de, benzer ikilem içindeler...
a- "Her iki taraf da aldatabilir" görüşünü savunanların yanı sıra, b- "Erkek aldatır, kadın aldatamaz" diyenler çıkıyor.. Kadınların hayalinde şöyle bir evlilik var aslında: "Kadın veya erkek fark etmez, bir ilişkide aldatma kabul edilemez." İdeal ilişkinin tarifi bu aslında! Ancak kendileri ömür boyu sadakate inanıp, bu şekilde yaşamayı kabul etmelerine rağmen, kocalarının ilk fırsatta ihanet edeceklerini bildiklerinden; erkek için ayrı parantez açılmasını kabullenmişler. Bu durumda aldatmanın her iki taraf için de kabul edilemeyeceğini düşünenlerin sayısı bir elin parmakları kadar az. Yakında nesilleri tükenirse hiç şaşırmayın!
ALDATMAYA HAYIR TEKGÜL aldatmayı hoşgörmeyen kadınlardan... "Aldatmak mı, Allah korusun! Ne ben aldatırım, ne de aldatılmaya katlanırım!" diyenlerden. Bu konudaki görüşleri şöyle: "Böyle şeyler ters gelir bana. Kadın veya erkek fark etmez, eşlerden biri aldatmayı düşünmüşse o ilişki bitmiştir bana göre. Dikkatinizi çekerim, düşünmüşse dedim. Yani bırakın birlikte olmayı; bir başkasını düşünmek, hayal etmek bile aldatmak anlamına gelir. Böyle bir durumu asla kabullenemem! Göz ucuyla bile bakmadım kocamdan başka bir erkeğe. Bu konuda prensip sahibiyim." Erkeklerin çoğunun aldattığını, Hülya Avşarlar'ın bile aldatıldığını yani her kadının başına gelebileceğini söylüyor ama kendinden emin; "Benim kocam aldatmaz" diyor. Bir kere şüphelendiğini itiraf ediyor ama... Bu bölümün ayrıntıları ve etrafında gözlemlediği aldatma hikayesini kitapta bırakarak, eğer aldatılırsa ne yapacağı kısmına gelelim. Bu konuda da kesin kararlı: "Kocamın başa bir kadınla bir gecelik bile ilişkisini duyarsam her şey biter. Hemen boşanmak isterim. Tabii çocuklar olmazsa... Çocuk olunca o kadar kolay değil. Ne yaparım bilmiyorum. Boşanmam herhalde ama yanlış anlamayın ilişkimiz sona erer. Evleri ayırırım. Çocuklarımla ben otururum. O nereye giderse gitsin. Ancak boşanmam! Boşanırsam başka bir kadınla evlenebilir çünkü..."
SEDA KAYA GÜLER
|
|
|
|
|
|
|
|
|