|
|
|
|
|
|
'Kanser savaşçısı olmak belki görevimdi...
Lance Armstrong itaatkar bir kanser hastası değil, saldırgan ve uğraştırıcıydı. Hatta hastalığına 'Hergele' diyordu. Ünlü bisikletçi hergeleyi devirince, hayatına bir kanser savaşçısı olarak devam etmeye karar verdi.
Lance Armstrong, altı saat süren beyin ameliyatından sonra gözlerini açtığında iyi haberi henüz bilmiyordu, yani; kafatasının içinden alınan parçaların sadece ölü dokulardan ibaret olduğunu... Bu da demek oluyordu ki, kanser yayılmayacaktı... Ancak bu 'öldürücü' ilaç tedavisinin yapılmayacağı anlamına gelmiyordu... "...Soru şuydu: İlaç tedavisi önce hangimizi öldürecekti? Kanseri mi, beni mi? Yaşamım hasta edici rutinlerde uzayıp giden bir serum damlası haline geldi. Acı çekmiyorsam kusuyordum, kusmadığım zamanlarda ne olduğumu düşünüyordum. Ne olduğumu düşünmediğimde de bunun ne zaman sona ereceğini merak eder dururdum. İşte ilaç tedavisi budur..."
'HERGELE'YE MEYDAN OKUDU İlaçlar dokularını yakarak derisinde lekeler oluşturmaya başlamıştı Armstrong'un. Kasları incelmiş ve gevşemişti. "Formda kalmam gerekli" diyordu sürekli kendisine... Kalmak için uğraştı da... İlaç tedavisi kürleri arasında bisiklete binmeyi ihmal etmedi ama bu pek de kolay olmuyordu... Kendisinin de dediği gibi inatçı ve hastalıkla mücadele eden bir yapısı vardı... "...İtaatkar bir kanser hastası değildim. Biraz keskin, saldırgan ve uğraştırıcı bir tiptim. Hastalığı kişiselleştirmiş, 'Hergele' adını takmıştım. Onu düşman olarak görüyor ve ona meydan okuyordum... Tümör belirtileri azalmaya başladı. Ölçüm sayıları o kadar azalmıştı ki, doktorlar bile biraz şaşırmıştı... Nichols 'Cevap veriyorsun' dedi... İyileşmemi Fransa Bisiklet Turu'ndaki zamana karşı yarışlara benzetiyordum... Hastalığa karşı savaşı kazanmış gibi hissetmeye başladım ve bu bisiklet sürme hislerimi yine kamçıladı. Yokuşta diğer yarışçıları geçtiğim gibi kanseri de ezip geçmek istiyordum..."
HAYATA YENİDEN BAŞLADI Tıpkı söylediği gibi, Lance Armstrong kanseri ezip geçti. Üstelik hastalığıyla kaybettiği sponsorları, ayrıldığı sevgilisi ve mali durumunda yaşadığı krizleri de atlatarak. Yeniden başlamıştı. Artık farklı bir insandı. Evlendi, sperm bankasına yaptığı yatırımı sayesinde çocukları oldu. Hiç yarışamayacağı düşüncesini geride bıraktı ve spor hayatında adını zirveye yazdırdı. Dünyanın en zor yarışı olarak kabul edilen Fransa Bisiklet Turu'nu kazandığı 1999'dan bu yana birinciliği kimseye kaptırmadı. Zorlu bir yolculuktu ve o bunu başarmıştı. Ama artık yepyeni bir amacı vardı...
ASIL SAVAŞ BAŞLIYORDU "...Dr. Nichols, bu hastalığı yenmeyi başarabilen sayılı insanlardan olacağımı gösteren belirtilerin olduğunu söylüyordu. Sağlığım düzelmeye başladığında, daha farklı amaçlar edineceğimi söylemişti. Kanser, bir sorumluluk olduğu kadar, aynı zamanda bir fırsat da olabilirdi. Dr. Nichols, iyileştikten sonra kendini bu hastalıkla mücadeleye adayan birçok kanser hastasıyla karşılaştığını ve benim de onlardan biri olacağımı umduğunu söylemişti. Kanserin, diğer insanların iyiliği için benim başıma geldiğini anlamaya başlamıştım. Bir dernek kurmak istiyordum... Derneğin amacının tam olarak ne olacağından emin değildim; tek bildiğim, benim için hiç yapılmayan bir şeyi yapmak istiyordum, diğer hastalara karşı bir görevim olduğunu hissediyordum ve bunu dünyadaki her şeyden çok daha fazla önemsiyordum... Kimisi bunu anlamayacaktı ama dünyada yapmam gereken tek şeyin bisiklet yarışçılığı olmadığını hissediyordum. Belki de görevim bir kanser savaşçısı olmaktı..."
|
|
|
|
|
|
|
|
|