| |
|
|
Mahir Çayan'ın ruhu
Türkiye'de gayet güçlü bir 'devletçi', 'anti-kapitalist', 'içe kapanmacı' damar var. Solcu, sağcı, Kemalist, İslamcı, kentli, köylü, okumuş, okumamış fark etmiyor... Bu damar çok farklı siyasal fikirlerde ve toplumsal gruplarda ortaya çıkabiliyor. Hatta onları geçtik, şirketlerde dahi bu damarın uzantılarını görüyoruz! "Yok artık, o kadar da değil" diyeceksiniz... Tuhaf ama gerçek bu ve işte örneği... Milliyet gazetesinin Ekonomi Müdürü Murat Sabuncu geçenlerde yazdı: İstanbul'un gözde eğlence yeri Reina'da büyük şirketlerimizden birinin üst düzey yöneticisi ile yemekteler... Yönetici, "Yabancı sermaye konusunda Mahir Çayan'ın haklı olduğunu düşünmeye başladım" diyor... Burada benim açımdan önemli olan, yöneticinin 'ismi' değil 'konumu': Görevi kapitalizmin çarklarını işletmek olan bir kişi nasıl böyle düşünebilir? Nasıl olur da... Kendisi sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da yatırım yapmayı planlarken... Aynı anda yabancı sermayeyi 'yeni sömürgecilik' olarak görebilir? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Emeğin Partisi'nden Mustafa Yalçıner, bunu şöyle yorumlamış: "Büyük sermayedarlarımız, yabancı sermayedarlarla ilişkilerinde durum kendi aleyhlerine geliştikçe yakınmaya başladı." Bence tek neden, küresel rekabette bazen hüsrana uğranması değil. Rekabet karşısında takınılan tavra bakın: Kimileri 'Eyvah kaybediyoruz' telaşına kapıldıktan sonra çözüm olarak ancak içe dönmeyi, ulusal pazarı kapatmayı düşünebiliyor! Bunun ardında da yukarıda sözünü ettiğim devletçi damar var. O damar ki kapitalistlerimize dahi güdümlü, korunaklı bir ekonomiyi hayal ettirebiliyor. Mendireğin dalgasız sularında kürek çekmeyi değil, gemisini azgın okyanus dalgalarına sürmeyi tercih edecek girişimciler nerede? Bize Mahir Çayan'ın fikrine değil cesaretine sahip girişimciler gerek!
|