Yerli sermaye başarılı olamaz
Türkiye'deki belli başlı özelleştirmelerde veya devir ve birleşmelerde yerli sermaye etkin bir rol oynamıyor. Petrol Ofisi'ni bir tarafa bırakırsak bu eğilimi Türk Telekom, Tüpraş, Turkcell, T. Ekonomi Bankası, Dışbank satışlarında gözledik. Sırada Erdemir, Telsim ve Star TV var. TOBB'un önderliğinde oluşturulan "Ortak Girişim Grubu" anlamlı bir adım olsa da önümüzdeki bu özelleştirmelerde yerli sermayenin başarılı olacağını sanmıyorum. Nedenleri kısaca sıralayalım: Birincisi, fiyatı yabancı rakiplerinin üzerine çıkarıp ihaleyi kazanacak sermaye birikimi Türkiye'de yok. Türk işadamı, enflasyonist ortamda kazandığını mevcut tesislerine yatırdı. Nakit sermaye biriktirmedi. Birikimi kendine ait kurumlarda kaldı. İkinci olarak, Türk bankacılık sistemi bu tür büyük özelleştirmelere fon sağlayacak derinliğe sahip değil. Özelleştirmeleri destekleyecek kredilerin hem vadesinin uzunluğu, hem de miktarın büyüklüğü, çok özel neden olmadan, bankalara cazip gelmiyor. Hele son çıkarılan Bankalar Yasası sonrası, bu tür kredi açacak Türk bankacısı bulmak da zor. Yabancılar da kendi müşterisi olmadan Türkiye riskine girmiyor. Üçüncü neden, Türk sermaye piyasasının, büyük meblağlı özelleştirmelere fon sağlayacak altyapısının oluşturulamaması. Bir başka neden, bu tür özelleştirmelerde gerekli profesyonel danışman ihtiyacının ciddiye alınmaması. İstedikleri yüksek ücretler nedeniyle yaklaşımları farklı uluslararası yatırım kurumlarından yararlanmayan Türk girişimcisinin başarı şansı da azalıyor. Ayrıca yerli sermayedar, satılacak kurumu en düşük fiyata almaya çalışıyor.
Parayı nereden buldun? Rekabetçi ortam oluşup yabancı yatırımcılar fiyat artırdığında ihaleden çekiliyor. Yerlilerin "alırken de, satarken de kâr edeceksin" felsefesi bu tür işlerde geçerli olmuyor. Bir başka önemli nokta da, ihaleyi kazanan yerli sermayedarın "bu parayı nereden buldun?" sorusu ile karşılaşmak istememesinden kaynaklanıyor. Yabancı bir yatırım uzmanının konuyla ilgili yorumu ilginçti. "Türk ve yabancı sermayedar arasında ayırım yapmayın. İkisi de küreselleşen dünyada aynı şeyleri düşünür. Yatırdıkları paranın riski az ve emin yerlere gitmesini ister. Uygun yasal çerçeve, sakin politik ortam ve sağlıklı makroekonomik politikaların uygulandığı ülkeleri tercih eder. Bu iş sırf milliyetçilik ile olamaz. Riski fazla gören yerli sermayenin fiyatlamasının da yabancılara kıyasla değişik olmasını doğal karşılamak gerekir." Özetle, büyük özelleştirmelerde ihaleyi kazanacak yerli sermayeyi uzun zaman beklememiz lazım. Ancak, parayı veren her yabancının da özelleştirilecek tesisleri almasını, hükümet gibi yadırgamasak bile, içimize sindirmemiz zor oluyor.
|