|
|
Meslek etiket midir?
Özel Okullar Sınavı'nda "Türkiye Birincisi" olan öğrenciye sordu gazeteciler: "Liseden sonra hangi üniversitede okumak istiyorsun?" Cevap: "Mühendislik..." Dikkatinizi çekerim, cevapta üniversite adı yok, sadece "mühendislik..."
Geçen yıl Üniversite Sınavı'nı rekor derecelerle ilk 3 sırada kazanan gençlerimiz şu fakültelere girdiler... Sayısal 1'incisi, mühendislik. Sözel 1'incisi, mühendislik. Eşit ağırlık 1'incisi? O da mühendislik.
Bu şeref tablosu her yıl aynı... Eminim, bu yıl da ÖSS'yi ilk sıralarda kazanan "en zeki öğrenciler" yine aynı tercihte bulunacak: "Mühendislik..."
"Türkiye müthiş potansiyeline rağmen neden bir türlü kalkınamıyor?" derseniz... Bence cevap buradadır.
Yanlış anlaşılmasın, mühendisliği küçümsemiyorum. Diğer mesleklerin küçümsenmesine itiraz ediyorum. Türkiye'nin en zeki çocukları, sadece ve sadece mühendisliğe yöneliyor. Yanlış anlaşılan bu...
En zeki çocukların tercihlerini gören zanneder ki, Türkiye sanayi ve teknoloji devidir... Gerçek böyle mi? Türkiye'deki en kabadayı fabrika, gelişmiş ülkelerin "küçük ölçekli" boyutlarında. Zaten bu yüzden, Türkiye'nin en zeki çocukları, mühendis olduktan sonra, ya yurtdışına gidiyor, ya da bizim memlekette kalorifer kazanı falan yapmak zorunda kalıyor. Çünkü zekâlarını kullanabilecekleri sanayi tesisi, sınırlı... Parmakla gösterilecek kadar az.
Ne demek istiyorum? Şunu... ÖSS'yi birincilikle kazanan öğrenci, örneğin, "Ben hukuk okumak istiyorum, avukat olacağım" dediği gün, Türkiye çok özendiğimiz Avrupa gibi olacak. İddiam bu... En zeki öğrenciler, mühendislikle birlikte, siyasal, edebiyat, eczacılık, diş hekimliği, gazetecilik, sinemacılık, tarih, psikoloji ya da ne bileyim konservatuvar okusa... Yani, etiketin değil, idealinin peşinde olsa... Ülkenin kalkınma hızı patlar, eminim...
Kendi mesleğimden örnek vereyim: Zeki adam bulmak, samanlıkta iğne aramak gibi bir şey... Kendimi bu IQ rezaletinin dışında tutmuyorum. Uyduruk bir üniversitede, uyduruk bir puan alarak okuyabildim. Çünkü kafa anca o kadar basıyordu. Benim kazandığım yıl ÖSS'yi 3'üncülükle kazanan arkadaş, liseden sınıf arkadaşımdı... Bilgisayar mühendisi oldu. Şu anda ABD'de... Onun zekâsını, Amerikalılar kullanıyor. Bilgisayar yerine, gazetecilik okusaydı, şu anda dünya çapında bir gazetecimiz olurdu... Demek istediğim bu.
İşletme kazanmak çok kolay. İşletmelerimizin hali ortada...
Kimler öğretmen oluyor? Kızmaca darılmaca yok. En az puan alanlar... İlkokulda başlaması gereken kalkınmayı nasıl sağlayacağız, en az puan alabilen kadrolarla?
Özetle... Her ana-babanın bir dileği vardır: "Vatana millete hayırlı evlat yetiştirmek..." O halde lütfen, çocukların yakasından düşün. Kendi yapamadığınızı, çocuklarınıza yaptırma huyunuzdan vazgeçin. Bırakın çocuklar, sizin istediğiniz mesleği değil, kendi istedikleri mesleği yapsınlar. Bırakın mutlu olsunlar. Başarının ve peşinde olduğunuz paranın sırrı burada, emin olun...
|