| |
|
|
Herkes her şeyi biliyor ama bunun faydası yok..
Teröristler iletişim teknolojisinin tüm ürünlerini kullanıyorlar. Cep telefonları ile bombalar patlatılıyor. İnternet siteleri ile terör eylemleri ve infazlar duyuruluyor. Ama aynı şekilde devletler ve terörle mücadele uzmanları da bu teknolojiyi kullanmakta. Bilgisayar ve arama motorları insan belleğini öylesine güçlendirdi ki, bir olayda adı geçen bir teröristin, dünyada rahat yaşaması mümkün değil artık. Örneğin şimdi uzmanlar mutlaka Londra'daki patlamalara uzanan dünyadaki benzer terör eylemlerinin ortak yanlarını saptamışlar ve bu eylemlerdeki teröristlerden ve patlayıcılardan giderek bir hedefe varmak üzere strateji belirlemişlerdir. İngiltere IRA dolayısıyla bu tür saldırılara defalarca hedef olduğu için, İngiliz istihbarat örgütleri ve polis bu konuda çok deneyimli. Örneğin 1974'teki iki saldırıda Londra'da 40 kişi ölmüş, 214 kişi yaralanmıştı. 1982'te tören yapan Muhafız Kıtası bombalanmış, 1983'te Harrods'da patlayan bomba mağazada altı kişiyi öldürmüştü. 1984'te iktidardaki Muhafazakarlar'ın kongresinin yapıldığı Brighton'daki otel havaya uçurulmuş, Başbakan Thatcher ölümden zor kurtulmuştu. Bu uzun listede Lockerbie'de düşen (1988) Pan Am'ın Boeing'i ve 259 ölü de var. 2001'de de BBC'nin Londra'daki merkezi önünde bomba patlamıştı. Son dönemde uluslararası terör eylemlerinin dönüm noktası ise 11 Eylül 2001'de ABD'nin hedef alınması ile başlıyor. 2002'de Endonezya'nın Bali adasındaki eylemleri, 2003 Kasım'ında İstanbul'da sinagoglara ve İngiliz hedeflerine yapılan saldırılar izliyor. 2004'te de Madrid'teki terörist eylemleri var. Bu çizgide Suudi Arabistan, Kenya, Fas, Pakistan, Yemen gibi ülkeler de bu tür eylemlere sahne kılınmış. Afganistan ve Irak'ta ise bazen düşük bazen yoğun şiddette bir savaş sürmekte. Görüldüğü gibi dönüm noktası 11 Eylül 2001. Bu tarihten önce ABD askerleri ne Afganistan'da, ne de Irak'taydı. Bu askeri müdahalelerle ABD bir anlamda terör tehdidini, kendi kıtasından yani 'Yeni Dünya'dan, deniz aşırı coğrafyalara taşıdı. Sonuçta 'Eski Dünya' ve bu arada Avrupa da asimetrik savaşın cephelerinden biri oldu. Terör dünyasının adı koyulan ama ne olduğu tam bilinmeyen örgütü 'El Kaide'nin, ne zaman ve nerede eylem kararı vereceği tabii ki kestirilemiyor. Bu örgütün liderlerinden bazılarının yakalandığı (mesela Pakistan'da Halid Şeyh Muhammed ve Ebu Farac El Libbi gibi) açıklanıyor. Ama El Kaide'nin her ülkede örgütlenmesi bulunan gevşek bir global konfederatif yapıya sahip olduğu da yazılıp söylenmekte. İşin özeti, global terör deprem gibi nerede ne zaman faaliyete geçeceği bilinmeyen bir tehdit. Buna karşı ABD'nin de global terör gerekçesi ile nerede ne zaman şiddet kullanacağı belirsiz. Bu açıdan bütün dünya bir geçiş dönemi yaşamakta. Terörizmin hukuku yok. Ama Birleşmiş Milletler ABD'nin Irak harekatı ile etkisini kaybettiğinden beri, uluslararası ilişkiler de hukuk yerine 'Askeri Güç' zemini üzerinde yürümekte. Bakalım bu işin sonu nereye varacak?
|