| |
|
|
Dağlar dağlar...
Van ile Hakkari'nin arası 200 kilometre. Yol boyunca "polis ve jandarma noktalarını" saydık. İlk polis noktası "Bitlis yol ayrımında." Zeyrek Barajı'nın olduğu yerde jandarma var. "Albayrak yol ayrımında" yine jandarma. "Yüksekova-İran-Hakkari" yol ayrımında da. "Zap-1" köprüsünün bulunduğu yerde "jandarma." Hakkari'nin girişinde "polis."
Hakkari'den "içerilere" giden yolun yamaçlarında bazen asker gördük, bazen özel tim, bazen korucu. Kimi dağları, tepeleri bekliyordu. Kimi yolda mayın kontrolü yapıyordu. Köpekler bile mayın eğitimi almış. Mehmetçiğin yanında, görev başında.
Dağlar heybetli. Yamaçlarında hala kar var. Dünyada, sadece Hakkari'de yetişen "Ters Lale" var. Az da olsa ovalar var, yaylalar var. Berçelen Yaylası, Verebirkazen Yaylası.
Sular da dağlar gibi haşin. Yer yer çağlayana dönüşüyor. Gürül gürül akan Zap Suyu. Katil Nehri. Erziki, Kırıkdağ, Katmaras dereleri.
Ve yine dağlar, dağlar... Sümbül Dağı. (3.250 metre) Nergis Tepesi. (3.014) Karadağ. (3.630) Yüksekova'da Cilo. (4.168) Şemdinli'de Medlize Dağı. (3.554) Çukurca'da Samur Dağları. (3.245)
Dağlara doğru sesimizi yükseltiyoruz: - Hey!.. Kimse yok mu? Kayalıkların arasından biri fırlıyor. Göz açıp, kapayıncaya kadar yanımızda bitiyor. Çakı gibi, karayağız bir delikanlı. Özel Harekat'tan. Gaziantep-Nizip'li, 28 yaşında Bülent Güngördü. - Bülent ne yapıyorsun? - Vatanı bekliyorum.
Hava kararıyor. Dağlar artık sessiz mi sessiz. Ürkütücü. Yoldan geçen bir aracı durdurup, içindekilere soruyoruz: - Korkmuyor musunuz? Yanıt Hakkarili bir kadından geliyor: - Neden korkacakmışız?.. Dağları esker bekliyor, cenderme bekliyor, komando bekliyor, özel harekat bekliyor... Allah devlete zeval vermesin... Dağlarda devlet bekliyor.
|