Meclis tatile girerken...
Son dakika değişikliği olmazsa, TBMM bugün tatile gerilimle girecek. Gerilimin nedeni; iktidar partisinin son dakikada gerçekleştirdiği Meclis İç Tüzüğü değişikliği... Milletvekillerinin konuşma süresi ve maddeler üzerinde önerge verme sayısının kısıtlanması. Kendisinden başka, tek grubun bulunduğu Meclis'te muhalefetin susturulması... Sadece muhalefeti değil, yasa maddeleri üzerinde farklı düşünen partisinden milletvekillerinin de önerge vermesini engellemesi. Başbakan Erdoğan dün farklı bir yaklaşım gösterse de değişikliğe AKP içinden olumlu bakmayan sayısı yüksek. Meclis kulisinde dün sohbet ettiğimiz bazı bakan ve parti yöneticileri, her ne kadar İç Tüzük değişikliğine oy vermiş olsalar da düzenlemenin içlerine sinmediğini söylemekten kaçınmadılar. Eleştirilerinin özeti de şöyle oldu: "Tek muhalefet grubunun bulunduğu bir Meclis'te buna gerek yoktu. CHP de birçok yasada bize fazla zorluk çıkarmadı, aksine destek oldu." Örnek olarak da, ceza kanunlarını gösterdiler. Toplam 2 bin maddeyi aşan ceza kanunları, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in temasları sonucu AKPCHP anlaşması ile Meclis'ten geçti. Durum böyle iken, "CHP yasa çıkarmamızı engelliyor, Meclis'i çalıştırmıyor" sözünün haklı bir tarafı var mı? Dönüp bakıldığında bu sözün çok daha haklı bir tarafının olduğunu söylemek olanaksız.
"Abi ret vereceğiz" Aksine, Meclis çalışmalarının tempolu bir şekilde sürdürülmesinin önündeki engel AKP milletvekilleri. Öncelikle milletvekillerinin büyük çoğunluğu, yasalar hakkında bilgi sahibi olmak bir yana, ne için olduğunu bilmeden oy kullanıyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de önceki gün yaşanıyordu. Milletvekilleri oylamaya yetişmek için Genel Kurul'a koştururken, AKP'li Meclis İdare Amiri Burhan Kılıç, kapı önünde arkadaşlarını yüksek sesle şöyle uyarıyordu: "Ret vereceğiz abi tamam mı? Yanlış olmasın; ret, ret..." Bir diğer sorun da AKP milletvekillerinin son dönemde Genel Kurul çalışmalarına katılmaması. Yani, Meclis Genel Kurulu'nun toplantısına devam edebilmesi için gerekli 138 milletvekilini salonda bulunmaması. Nitekim, Meclis'in etkin milletvekillerinden DYP'li Ümmet Kandoğan'ın çalışmasına göre; Meclis Genel Kurul'unun çalışması için gerekli olan 138 milletvekilinin salonda bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla 297 kez karar yeter sayısı talep edilmiş. 171'inde karar yeter sayısına, çoğunlukla ikinci ara vermeden sonra ulaşılabilmiş. 126'sında ise AKP'nin 355 milletvekilinden 138'si salonda olmadığı için Meclis çalışmasına ara vermek zorunda kalmış. Çıkarılan kanunların, Anayasa ve yasalara uygunluğuna gelince; Cumhurbaşkanı 36 kanunu uygun bulmayıp geri göndermiş. Anayasa Mahkemesi de 13 kanunu tamamen veya kısmen iptal etmiş. Muhalefet partilerinin tepkisini çeken İç Tüzük değişikliğine göre son iki gündür çıkarılacak yasalar için CHP'nin yürütmeyi durdurma istemine Anayasa Mahkemesi'nin ne yönde karar vereceği bilinmiyor. Eğer, İç Tüzük değişikliğine ilişkin yürütmeyi durdurma yönünde karar verirse, Cumhurbaşkanı'nın Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda bu yasaları incelemeden Meclis'e iade etme olasılığı yüksek. Dolayısıyla, IMF şart koştuğu için büyük uğraşlarla pişirdiği aşa, AKP bizzat kendisi su katmış olacak. Anayasa Mahkemesi-Çankaya-Meclis arasında çatışma varmış görüntüsü yeniden çıkacak.
Baykal ve Mumcu'nun uyarısı CHP lideri Deniz Baykal dünkü sohbetimizde AKP'nin uygulamalarını ve Başbakan Erdoğan'ın sözlerini eleştirdi. Erdoğan'ın "devlet ile toplum karşı karşıya gelmiş çatışıyor gibi düşündüğünü" belirten Baykal, şu uyarıda bulundu: "Böyle düşündüğü için hüsrana uğrayacak. Biz sadece Turizm Bakanı'nın uyuduğunu sanıyorduk, söylediği bu sözlere inanıyorsa, Başbakan da uyuyor..." Anavatan Partisi lideri Erkan Mumcu'nun uyarısı da benzer oldu: "AK Parti'nin farkına varmadığı, bu rejimin çoğunluk değil, çoğulcu olduğudur. İkisinin arasındaki farkı biran önce öğrenmeleri gerekir..."
|