|
|
Yakında kimse izlemeyecek
Başbakanımızın "Ulusa Sesleniş" programları siyasi iletişim açısından en etkili silahıdır. Daha doğrusu öyle olması gerekir. Bu birinci saptama. Hatırlayalım. Zamanın Başbakanı Turgut Özal 'İcraatın İçinden' programını mükemmele yakın bir etkililikte kullanırdı. İkinci saptama şu: Algılama üzerine çalışan herkes bilir ki, görsellik çok önemlidir. Bilim dünyası, algılama sürecinde görselliğin etkisinin %60'ların üzerinde olduğu konusunda hemfikirdir. Üçüncü saptama: Televizyonu radyodan ayıran temel öğe TV'nin görsel yanıdır. Dördüncü saptama: İletişimde vaadinizle gerçek arasında mesafe ne kadar uzaksa yaratacağınız düş kırıklığı da o kadar büyük olur. Bir dostunuza, "Seni Türkiye'nin en gözde restoranına götüreceğim" dedikten sonra, karnını Marmaris Büfe'de doyurmaya kalkmanız pek hoş karşılanmayabilir. Adı "Ulusa Sesleniş" olan ve kalıbını ABD Başkanı'nın "Address to the Nation" adını verdiği, ancak çok önemli mesajları ilettiği ve anında medyanın manşetlerine oturan bilgiler verdiği programdan alan bir iletişim aracının vaadi büyüktür. Beşinci saptama: Popüler bir araç olan TV demek hız demek, hareket demek, ritm demektir. "Address to the Nation" türü 'seslenişler' taş çatlasa 5-10 dakikada biter. Pehlivan tefrikası gibi sürüp gitmez. İşte bu beş saptamadan dolayı da genelde bütün kanallar yayınlarını kesip bu tür 'seslenişleri' yayınlarlar. Bizde de öyle olurdu. Şimdi soralım. 1. Hangi "Ulusa Sesleniş" programından sonra medyada gündem değişmiştir? 2. Hangi "Ulusa Sesleniş" programının ardından hangi çarpıcı görsel sunum bir grafik, bir filmakıllarda kalmıştır. 3. Hangi "Ulusa Sesleniş" programı bir TV yapımcılık harikası ve bir iletişim ustalığı olarak üniversitelerdeki derslerde gösterilmektedir. Sonuncu program üzerine bir miktar yazıldı çizildi. O da fondaki Atatürk portresi kaldırılıp yerine önde Kocatepe Camii arkada Anıtkabir'in görüldüğü Ankara manzarası konulduğu için. Algılamanın %60'ından fazlası görsellik ise ve böyle programlarda hiçbir şey tesadüfe bırakılamazsa, arkadaki fon da tesadüf olamaz. Eğer siz görselliği, grafik ve filmlerin desteği ile doğru dürüst kullanamazsanız, arkadaki fonun dikkat çekmesini, tartışılmasını da engelleyemezsiniz. Sayın Başbakan'ın "Doğuştan bir iletişim dehası" olduğunu iddia edilen Başkan Yardımcısı'nın iletişim ile ilgili görevlerden alınması, yerine TV'yi çok iyi bilen, tüm basının dostluğunu ve güvenini kazanmış M. Akif Beki gibi bir ustayı Kanal 7'den alıp medya ilişkileri ile ilgili göreve getirdikten sonra, çok daha farklı bir "Ulusa Sesleniş" ve medya ilişkisi beklemekte haksız mıydım acaba?
|