Enerji Bakanı Güler, akaryakıt zamları için sektör temsilcilerini, "Biz, rekabete dayalı serbest piyasanın sürmesini istiyoruz. Ancak, serbest piyasa başıboşluk değildir" diyerek uyardı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiği akaryakıt ve tüpgaz zammı konusunda sektör temsilcilerine sert çıktı: "Biz, rekabete dayalı serbest piyasanın sürmesini istiyoruz. Ancak, serbest piyasa başıboşluk değildir." Bakan Güler, TÜPRAŞ Genel Müdürü Hüsamettin Danış, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Yusuf Günay ile akaryakıt ve LPG sektörünün önde gelen temsilcilerinin katılımıyla önceki gece gerçekleştirilen akaryakıt zirvesini, SABAH'a değerlendirdi. Güler, Başbakan Erdoğan'ın dikkat çektiği akaryakıt zammı ekseninde gelişen toplantıda, 1 Ocak 2005'te serbestleşen petrol piyasasının 6 aylık uygulama sonuçlarını ele aldıklarını söyledi. Rekabete dayalı piyasa modelinin sürdürülmesini istediklerini belirten Güler, ancak son dönemde tüpgaz ve akaryakıt fiyatlarında ciddi artışlar gözlendiğine dikkat çekti.
MÜDAHALE YOK Bu çerçevede yapılan zamlarla ilgili olarak sektör temsilcilerini uyardıklarını anlatan Güler, "Biz, rekabete dayalı serbest piyasanın sürmesini istiyoruz. Ancak, serbest piyasa başıboşluk değildir" dedi. Güler, Türkiye'de enerji sektörünün politikalarını belirlemeye Enerji Bakanlığı'nın yetkili olduğuna işaret ederek, 'patron benim' mesajı da verdi. Şu aşamada petrol piyasasıyla ilgili herhangi bir kanun değişikliğinin söz konusu olmadığını kaydeden Güler, petrol fiyatlarına müdahalenin söz konusu olmayacağı sinyalini verdi. Ancak Güler, halkın bundan olumsuz etkilenmemesi için çözüm önerileriyle yeniden bir araya geleceklerini söyledi.
VERGİ İNDİRİMİ İSTENİYOR Akaryakıt dağıtım şirketleri ise akaryakıt fiyatları üzerindeki yüksek vergi oranlarına işaret ederek, fiyatların yüksek seyretmesinde vergi oranlarının etkili olduğuna dikkat çekti. Sektör temsilcileri, akaryakıt fiyatlarında her kesimin beklediği ucuzlamanın ancak vergi ayarlamasıyla mümkün olacağını belirtiyorlar. Hükümet ise uygulanan program kapsamında IMF'ye verilen sözler nedeniyle devletin gelir kaybına yol açacak bir düzenlemeye kesin olarak sıcak bakmıyor.