|
|
|
|
|
|
Müze var mı ki bağışlayayım!
Boğa yılanından devekuşuna, timsahtan baykuşa kadar akla gelecek her türlü ölü hayvanın içini doldurarak koleksiyon yapan Ahmet Hamza, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın çıkardığı yönetmelik gereği artık bu işi yapamayacak....Evinde 400 doldurulmuş hayvan bulunan Hamza’nın, yeni yönetmeliğe göre bunları Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne teslim etmesi gerekiyor. Yönetmeliğe tepki gösteren Hamza "Müze mi var ki vereyim?" diyor.
Pendik, Güzelyalı Mahallesi'nde bir ev, avcıların ve hayvan meraklısı küçük çocukların akınına uğruyor. Tam 35 yıldır boğa yılanından devekuşuna, timsahtan baykuşa kadar akla gelecek her türlü ölen hayvanı içini doldurarak tahnit eden Ahmet Hamza'nın evi, müze gibi ziyaret ediliyor. Hamza'nın sahip olduğu 400 parçalık koleksiyon, hem avcılardan hem de iş adamlarından büyük ilgi görüyor. Satması için büyük paralar önerseler de Hamza, daha önce Bulgaristan'da kurduğu gibi bir müze kurmak adına hayvanlarını satmıyor. O, büyük emek verdiği hayvanları bu müzede sergilemek istiyor.
İŞ BULAMADI 1989 yılında ailesiyle birlikte Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç eden Hamza'nın asıl mesleği, veteriner teknisyenliği... Türkiye'de mesleğini yapma fırsatı bulamayan Hamza, özel bir okulda hizmetli olarak çalışmak zorunda kalmış. Hamza "Aslında Türkiye'ye ilk geldiğimizde iş ve işçi bulma kurumuna mesleğimle ilgili bir iş için başvurdum. Ancak 15 yıl geçmesine rağmen hala haber gelmedi. Ben de her ne kadar veterinerlik eğitimi alsam da özel bir okulda hizmetli olarak çalıştım. Kalorifer kazanına kömür atmaktan başlayarak her işi yaptım. Son olarak yine aynı okuldan, idare amiri olarak emekli oldum" diyor.
ZAHMETLİ BİR İŞ Bulgaristan'da tahnit ettiği 150 hayvanın bulunduğu bir müzesi olan Hamza; çok sevdiği tahnit sanatını icra etme şansını, Bayramoğlu'ndaki hayvanat bahçesi sayesinde yakalamış. Hayvanat bahçesinde ölen hayvanları tahnit ederek işe başlayan Hamza, evindeki koleksiyonun yüzde 90'ını buradaki hayvanlarla oluşturduğunu söylüyor. Bu arada Bayramoğlu'ndaki hayvanat bahçesi için de 70'ten fazla hayvan tahnit ettiğini söyleyen Hamza, şöyle devam ediyor: "Hatta yaptığım bu hayvanları sergilemek için küçük bir müze bile yaptılar. Buraya gelen hayvanların çoğu yurtdışından geldiği için buradaki doğa şartlarına ayak uydurmakta zorluk çekiyor ve ölüyorlar. Yoksa hayatta bu kadar farklı yelpazede hayvan tahnit etme şansım olamazdı. Yerli hayvanları ise daha çok tanıdığım avcılar getiriyor. Bir tane kendileri için yapıyorum bir tane de kendim için. Hatta artık herkes beni tanıdığı için pikniğe gittiklerinde buldukları yılanı getirenler bile oluyor." Hayvan tahnit etmenin zahmetli bir iş olduğunu vurgulayan Hamza'nın evinin bodrum katında küçük bir çalışma atölyesi bulunuyor. Hayvanın yeni ölüp ölmemesine göre yaptığı işlemlerin şeklinin ve süresinin değiştiğini söyleyen Hamza, tahnit etme işlemi sırasında neler yaptığını şöyle anlatıyor: "Eğer hayvan, hayvanat bahçesinden geliyorsa onlar derin dondurucuda donduruyor. Dondurucuya konan bir hayvanı uzun yılar sonra bile tahnit yapabilirsiniz. Böyle gelen hayvanları bir hafta kadar buzlarının çözülmesi için bekliyorum. Sonra etini, kemiğini ayırıyorum. Hayvan yeni öldüyse, mutlaka parazitleri vardır ki onları ilaçlamak lazım. Bu ilaçlama işlemi birkaç kez tekrarlanabiliyor. Daha sonra tüm işlemler bittikten sonra hayvandan kalan derinin içini steril pamukla dolduruyorum." Ancak Hamza'nın birkaç cümleyle anlattığı bu işlemler, o kadar kolay olmuyor. Özellikle kuş gibi küçük hayvanların yüzmenin en az bir saat sürdüğünü söyleyen Hamza, "Çok dikkatli olman lazım. Göz kapaklarında bir kesik olursa artık ondan hiçbir şey olmaz. Büyük hayvan bu anlamda daha kolay. Bir hayvanı tahnit etme işlemi ilaçlamalarıyla birlikte en az on beş gün sürüyor" diyor.
İLGİ ÇOK BÜYÜK Bu işin Türkiye'de çok fazla bilinmemesinden dolayı önceleri "Hayvanlara acımıyor musun?" sorularına muhatap kaldığını söyleyen Hamza, derdini şöyle dile getiriyor: "Hayvan öldükten sonra acıyacak bir şey yok ki. Toprağın altında çürümesinden ya da başka bir hayvan tarafından parçalanmasındansa böyle olması daha iyi. Böylece ileride nesli tükendiği zaman, dünyada böyle bir varlığın yaşadığından insanların haberi olacak." Avcıların yanı sıra bu işi yaptığını öğrenen iş adamları da Hamza'nın evini sık sık ziyaret ediyor. Bir kuş vermesi için para teklif eden iş adamlarına olumsuz yanıt veren Hamza'nın amacı, Bulgaristan'da kurduğu gibi bir müze kurmak.
DİLEK SANCILI HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|