|
|
|
|
|
|
Sünnet olan çocuğun idrar yolu enfeksiyonu riski 20 kat azalıyor
Uzmanlar sünnetin erkek sağlığı açısından son derece önemli ve gerekli olduğu konusunda hemfikir. Sünnet olan erkeklerde enfeksiyonlara, cinsel yolla bulaşan hastalıklara ve kansere daha az rastlanıyor. Ancak, toplu sünnet uygulamalarının yanı sıra, lazer veya koterle yapılan operasyonlar da önerilmiyor
kulların kapanmasıyla birlikte, erkek çocuğu olan aileleri de sünnet telaşı sardı... Uzmanlar, sünnet konusunda hatalı uygulamalara dikkat çekiyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, sünnet konusunda merak edilen tüm sorulara yanıt veriyor...
Sünnet yapılmalı mı, yapılmamalı mı? Tabii ki yapılmalıdır. Sünnet penisin uç kısmını saran, tıp dilinde 'prepisyum' adı verilen sünnet derisinin, belirli şekil ve uzunlukta cerrahi yolla kesilerek alınması ve penis uç kısmının açığa çıkarılması işlemidir. Sünnet yapılan erkeklerde bazı enfeksiyon hastalıkları ve kanserler sünnet olmayanlara göre daha az ortaya çıkar. Sünnet olan bebeklerde idrar yolu enfeksiyonu riski 20 kat azalır. Çünkü sünnet derisinin altında enfeksiyon oluşma riski ortadan kalkar. Toplumumuzda sünnet, erkek çocuğun büyüdüğünün, olgunlaştığının kanıtlanması biçiminde yorumlanmakta, ona armağanlar verilerek bu olay kutlanmaktadır. Bu da sünnetin, çocuğu psikolojik açıdan da geliştiren bir unsur olduğunu gösterir.
Sünnetin zararı olabilir mi? Hayır, sünnetin hiçbir zararı yoktur.
Sünnet sağlık açısından yararlı mı, yoksa dini zorunluluk mu? Sünnet Müslümanlar için dini açıdan bir zorunluluktur, ancak cinsel sağlık açısından da son derece olumlu olduğu görüşünde uzmanlar birleşmektedir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların gelişmesini önleme açısından son derece yararlı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, yapılan araştırmalarda sünnetin idrar yolu enfeksiyonlarının oluşmasını engelleyen bir faktör olduğu, sünnetli kişilerin partnerlerinde serviks kanseri riskinin azaldığı da ileri sürülmektedir.
Sizce sünneti mutlaka doktorlar mı yapmalı? Ülkemizde sünnet, hekimler, sağlık memurları ve hatta sünnetçi' adıyla bilinen ve çoğunluğu yeterli tıbbi-cerrahi bilgiden yoksun olan kişilerce dahi yapılmaktadır. Sünnetin, bu konuda eğitim almamış kişilerce yapılmasından yana değiliz. Bunu tasvip etmiyoruz. Sünnet gerçekten son derece ciddi komplikasyonlara yol açabilen önemli bir müdahaledir. Ne yazık ki ülkemizde sünnetin tıbbi yanı ve gerekli şartların sağlanmasından çok, törensel yanına önem verilmekte, çocuğun geçireceği fiziksel ve psikolojik travma göz ardı edilmekte veya yanlış manipüle edilmektedir. İdeal olan ürologlar, çocuk cerrahları, genel cerrahlar ve bu gruplar dışında da mümkünse bu konuda eğitim almış hekimlerce yapılmasıdır. Çünkü sünnetten sonra meydana gelen zararın düzeltilmesi son derece güç olmakta, çocuğun ileriki hayatını da derinden etkileyecek bir dizi problemler oluşabilmektedir. Toplu sünnetlerde her çocuğa gerekli duygusal ve teknik özenin gösterilmesi, her çocuk için ayrı steril alet temini zordur. Kargaşa ortamında hatalı sünnet, enfeksiyon ve diğer komplikasyonların oluşma ihtimali daha fazladır. Aynı şekilde, ülkemizde pek çok uygulama lokal anestezi ile yapılmakta olsa da, sünnetin çocuklarda oluşturduğu psikolojik travmayı önlemek ve komplikasyonlara karşı daha kontrollü olmak adına, biz imkan varsa genel anestezi altında ve ameliyathane koşullarında yapılmasını tavsiye ediyoruz. Genel anestezi hem çocuğu ruhsal bakımdan koruyacak hem de iyileşme sürecini kısaltacaktır. Yeni doğan bebeklerde sünnet öncesinde operasyon bölgesini uyuşturmak için çok ince iğne ile lokal anestezik ilaçlar uygulanır. Bu yaş grubunda genel anestezi uygulamaya gerek yoktur.
Hangi yaşlarda yapılması gerekli? Türk aileleri sünneti çocuğa kutlanması gereken bir gelenek olarak sunar, erkekliğe ilk adım olarak anlatır. Sünnet, erkek çocuğun büyüdüğünün, olgunlaştığının kanıtlanması biçiminde yorumlanmaktadır. Dolayısıyla, çocuğun psikolojik travmaya maruz kalmayacağı yaşlarda yapılması çok önemlidir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre uzmanlar, özellikle üç-altı yaşlar arasında yapılmasını çocuktaki psikolojik travmalardan dolayı pek tavsiye etmemektedir. Üç-altı yaşlar arasındaki çocukların, psikolojik olarak bir gelişme sürecinde bulunmasından ötürü psikolojik negatif bir etki oluşturmamak için zorunlu olmadıkça sünnet edilmesini önermiyoruz. Ancak doğuştan böbrek ve idrar yolları anormallikleri bulunması, sünnet derisinin uç kısmının normal idrar akımına izin vermeyecek kadar dar olması, sık sık sünnet derisinde ve penisin baş kısmında iltihaplanmalar meydana gelmesi gibi özel durumlarda, yaşa bakılmaksızın sünnet gerekebilir. Ailelerden gelen diğer bir önemli soru da, tek yaş veya çift yaşlarda sünnet olmanın bir farkı olup olmadığıdır. Hiçbir farkı yoktur.
Doğar doğmaz yapılan sünneti öneriyor musunuz? Son derece olumlu olduğunu düşünüyorum. Sünnet son zamanlarda yeni doğan bebeklerde; cerrahi işlemin kolaylığı, bebekte yara iyileşmesinin çabuk olması, sünnet sonrası bakımın kolaylığı ve psikolojik travma oluşturmaması nedeniyle en ideal yaş olarak kabul edilmektedir. Ancak, bu durumda tavsiyemiz ailenin daha sonra çocuğa uygun lisanda sünnet olduğunu açıklaması ve arkadaşları sünneti önemli bir sosyal olay olarak yaşarken çocuğun kendini farklı hissetmemesini sağlamasıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|