|
|
|
|
Evlilik korkulacak bir şey
Ardı ardına rol aldığı sinema filmleriyle bir anda şöhret basamaklarını tırmanan Nehir Erdoğan, yoluna hızlı adımlarla devam ediyor. Yabancı Damat dizisiyle oyunculuk yeteneğini bir kez daha kanıtlayan genç yıldız, yeni girdiği camiaya alışmaya çalışıyor. Şu aralar sevgilisi ünlü avukat Ömer Durak'la mutlu bir beraberlik sürdüren Erdoğan, Hülya dergisinin son sayısında ilginç açıklamalarda bulunuyor....
* Ben hep içimden geleni yaptım. Her zaman çok fazla güldüm, çok fazla eğlendim, istediğim gibi konuştum. Aslında bu biraz da İzmir insanında olan bir şey. Çünkü saklayacak şeyim olmadı hiçbir zaman. Şimdi daha "yere bakan yürek yakan" oldum mesela. Sinir oluyorum kendime, eskiden nefret ettiğim insan modeliydi bu. Şimdilerde zoraki bir şekilde o insanlar gibi oldum. Benim normalde laf ağzımdadır, herkesle muhabbetim iyidir. Rahatımdır ama yaptığımın hepsi bu, laf ağzımda sadece. Samimiyetsizlikten, sahte cümlelerden, yalan dünyadan, yalan ilişkilerden inanılmaz sıkılıyorum.
AŞK VUSLATA KADAR * Aşk kimyası çözülmemiş bir duygu. Koca koca bilim adamları çözemiyorlar, bize mi düşer çözmek. Eğer bu kimyasal bir şey ise, olabilir. Tamamen fiziksel demek ki. Yani karnın acıkır ve yemek yedikten sonra artık aç değilsindir. Aşk biraz da vuslata kadardır, ben çok inanırım buna. Hastalık derecesinde aşktan söz ediyorsak, baktığın zaman Leyla ile Mecnun da, diğerleri de kavuşamamış aşıklar. O artık hırs mı, ego mu, sahip olma isteği mi bilmiyorum. Benim de çocukken öyle deli aşklarım olmuştu. Çocuklar beni beğenmiyor, istemiyordu. Ben de deli gibi takılıyordum kafaya. Her yolu deniyorsun hakikaten, niyeyse... * Bir süre sonra daha farklı bakıyor insan. Yıllarca o deli aşkı sürdürmek mümkün değil. Paylaşımının çok olduğu, birlikte keyif aldığın insanı arıyorsun. * Ben kendi başımın belasıyım. Bir anım, bir anımı tutmaz. Bu çok fena... Çok zorlanıyorum kendimle, ama yapacak bir şey yok. İkizler burcuyum ama bendeki durum buna mı bağlı bilmem. Yapım bu. Hakikaten 60 karakterliyim. Günlük hayatta çok mantıklı ve makul bir insanımdır. Ama içime bakarsan, yani aşk girdiği zaman devreye, karışığım azıcık. Pek belli olmuyor sağım solum. * Başında deli gibi aşıkken, gözün hiçbir şey görmezken sonradan ne oluyor. O noktadan yani kimyanın gerilemesinden sonra mühim olan, ortak noktaları bulmak. Karşılıklı birbirini anlamak, birbirine alanlar bırakmak. Hem alan bırakıp hem birlikte yürümek. Bunların hepsi çok ince çizgi ve zor şeyler. Kolay değil böyle bir karar vermek.
AŞKI BULDUM * Yeni yıla girerken, aşk ve iş bekliyorum" demiştim, şükürler olsun oldu. Aşk, zor bulunan bir şey. Hele bir dönem inanmıştım, 'benim aşık olmam imkansız ne yapalım, benim hayatım böyle geçecek' diye düşünüyordum. Ama bu hislerimin en yoğun olduğu dönemde aşık oldum. * Evlilik korkulacak bir şey bence. Annem ve babam ben 10-11 yaşlarındayken boşanmışlardı. Gerçi mağdur bir boşanmış aile çocuğu değilim, mutsuz anlar ve kötü hatıralar yok hafızamda o döneme ait. Ama sanıyorum insan doğasıyla ilgili şey bu. Evlilik ya da tek eşlilikle ilgili kurallar henüz kafamda tam netleşmedi. Dolayısıyla hem çok istiyorum, hem çok korkuyorum. Hayat bu, her şey olabilir. Şunu söyleyeyim, verdiğim bütün röportajlar hükümsüzdür, söylediğim hiçbir şeyden mesul değilim. Hayatımda her an her şey değişebilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|