Eski bir yazıdan!
Herkesin bir babası vardır. Herkesin dedesinin oğlu, oğlunun dedesi. Sizden önce geldiği dünyadan -muhtemelen- sizden önce giden. Siz kıyısında durursunuz o nehrin. O gider. Bir gün nehir kuruyunca fark edersiniz; akıp giden suyun altındaki inişleri, çıkışları, sevinçleri, kederleri. Yaşanmış, yaşanmamış. Nehir kuruyunca... Saat durunca... Her baba, dedeyle torun arasında bir yerde durur. Hep hayatın ortasındadır yeri. Bir şeyleri devralır, bir şeyleri bırakır kalanlara... Genleri ve soyları... Çok az insan için mal mülktür devralıp bıraktığı. Pek çok insan için korkaklık ve cesaret, yılgınlık ve metanet, bencillik ve fazilettir. Bırakır da; kimi devraldığı korkaklıkları cesarete, kimi bencillikleri fazilete, kimi yılgınlıkları metanete dönüştürerek geçip gider. Ya da tersine. Sonuçta orta yerde duran için zor zenaattir emanetçilik. Aldığınız gibi bırakmak değildir çünkü aslolan. Nehrin dibinde tortular bırakmadan akıp gitmektir. Cesarete, metanete ve fazilete doğru. Yarın Babalar Günü... Anneler için Anneler Günü'nde yazılanlar, Babalar Günü'nde yazılamaz. Doğuran, emziren ve büyüten annelik ne kadar evrensel ve genelse; dünyaya getirme sürecinin başlangıç anı dışında pekala ortada görünmemesi mümkün olabilen babalık o kadar tekil ve özeldir çünkü. Herkesin anneye ilişkin duyguları az-çok benzeşir ve örtüşür. Anne sevgilerinin paralel yolculuklarına karşın, baba sevgilerinin sokakları zikzaklarda kesişir ya da uzaklaşır. O nedenle özeldir herkesin babası... Anne sevgisi olağanüstü güzeldir de, genelde "peşinat"la alınır. Baba sevgisi, vadesi uzun borçlara bırakılır. Ama vadenin son ödeme tarihini bilen var mı ki? Bir gün nehrin suları ansızın çekiliverir. Ömrün saatinde yorulur akreple yelkovan. Kendinizi birden uzun bir servinin önünde bulursunuz. Kim icat etmişse Babalar Günü'nü iyi etmiş. Bugünün hakkını verin. Sevdiğinizi biliyorum ama. Hayatın orta yerinde size metanet, cesaret ve fazilet emanetlerini taşıyan emanetçiye teşekkür edin. Vadesi geçmeden!..
|